İnsanlar, doğuştan eşit hak ve özgürlüklere sahiptirler.
İslam’ın egemenliğinde Müslüman olmayanların da kendi dinlerini
seçme ve yaşama hak ve özgürlükleri vardır.”Öteki”ne hayat hakkı
sadece İslam’da vardır. Onları dine zorlama yoktur. Tüm farklı
kimlikler, barış içinde bir arada yaşayabilirler. İslam’da en zayıf
olan en güçlüden hakkını kolayca alabilmektedir.
İnanç, hayat, akıl, nesil, mal hak ve değerleri ancak İslami
hükümlerle sağlanabilir, korunabilir. İnsanlar akılları ile adalete
ulaşamaz ve onu sağlayamazlar. Daha tanımlamasında bile bir araya
gelemeyenler bunu nasıl sağlayabilir?
AllahuTeâla evrene, insana tüm yaratıklarına bir düzen, bir denge,
bir ölçü koymuştur. Tüm evren, gökler bu dengeyle (adalet, tevhid)
ayakta duruyor. Evrendeki bu muhteşem, kusursuz nizam O’nun tabiata
koyduğu mükemmel kanunlarla ayakta duruyor. Bunun gibi, insanlar
arasında denge/adalet de O’nun adalet için gönderdiği, teklif ve
tavsiye ettiği teşri (yasama) hükümlerinin uygulanmasıyla
sağlanabilir.