Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki terör
örgütlerine yönelik askeri harekâta ilişkin hazırlıkların
tamamlandığını belirterek “Çok yakında harekete geçeceğiz” dedi.
Erdoğan bu sözleri söylediği sırada, Beştepe’de de Türk ve ABD’li
heyetler, Suriye konusunu görüşüyordu. ABD heyetindeki üç isim
dikkat çekici: Ulusal Güvenlik Danışmanı John
Bolton, Suriye Özel Temsilcisi James
Jeffrey, Genelkurmay Başkanı Joseph
Dunford.
ABD’nin Türkiye’den beklentisi biliniyor. Türkiye’nin IŞİD terör
örgütüyle mücadele etmesini; PKK-PYD-YPG terör örgütüne yönelik ise
adım atmamasını, bunun da ötesinde onunla uzlaşmasını istiyor.
Birkaç gün önce Bolton bu beklentilerini bir kez daha açıkladı:
“Türkiye’nin ABD ile koordine olmadan, en azından ABD ile fikir
birliğine varmadan herhangi bir askeri müdahalede bulunacağını
düşünmüyoruz”.
Suriye’de IŞİD terör örgütünün etkisiz hale getirilmesini ve
İran’ın etkinliğinin kırılmasını isteyen ABD’nin amacı belli.
Zamana oynuyor. “Kara gücüm” dediği PKK-PYD-YPG terör örgütünün
etkili olacağı özerk bir bölge istiyor. Bölmeyi başaramadığı
Suriye’nin, en azından federal bir yapıya dönüşmesini arzuluyor.
Suriye’nin kuzeyinde de, aynen Irak’ın kuzeyindeki gibi özerk bir
Kürt bölgesi kurulması için çabalıyor. ABD, Türkiye’den ayrıca
şunları talep ediyor: Birincisi, İran’ı yaptırımlarla dize getirmek
isteyen ABD’yle birlikte hareket etmesi. İkincisi, Rusya’yla
arasına mesafe koyması. Aklımıza takılan
sorular…
Hazır, ABD heyeti Türkiye’ye gelmişken, yanıt bulamadığımız
soruları, bir kez daha soralım: ABD çekilirken, PKK-PYD-YPG terör
örgütüne verdiği silahlar ne olacak? ABD, şimdiye dek kurduğu 12
gözlem noktası ve 20 üssü ne yapacak? ABD bunca yatırım yaptıktan,
70 bin kişilik terörist ordusu kurmak için kaynak ayırdıktan sonra,
PKK-PYD-YPG terör örgütün...