Türkiye’de Asgari Ücret Tespit Komisyonu, asgari ücretin kaç
lira olması gerektiğini tartışıyor. Hayat pahalılığı ve işsizlik,
yurttaşın sadece cebine değil, sözüne, yüzüne de yansıyor.
Fransa’da Sarı Yeleklilerin eylemleri ses getirdi. Eylemler
karşısında Cumhurbaşkanı Macron geri adım attı.
Almanya’da merkezin sağındaki ve solundaki partilerin erimesi
sonucu, koalisyon pazarlıkları haftalarca sürmüştü. Sonunda
Başbakan Merkel, parti liderliğini bıraktı.
Britanya’nın, Avrupa Birliği’nden ayrılmasında ekonomik koşulların
da etkisi büyüktü. İktidardaki Muhafazakâr Parti, ülkeyi yönetmekte
zorlanıyor. Örnekler çoğaltılabilir…
Gerek azgelişmiş - gelişmekte olan ülkelerde, gerek gelişmiş
ülkelerde iktisadi sorunlar, toplumsal öfke ve siyasal
istikrarsızlık, yaşanan bunalımın dönemsel değil, yapısal olduğunu
bir kez daha gösteriyor. Bundan da en fazla yoksullar, emekçiler,
ezilenler etkileniyor. Soğuk Savaş sonrasında, emperyalizmin yeni
adı olan küreselleşmenin de etkisiyle, hem ülkeler arasında, hem
ülkelerin içinde varsıl - yoksul uçurumu daha da derinleşti.
Batı’nın gelişmiş ülkelerinde sokakta yatanların sayısı arttı.
Sendikalar güç kaybetti. Çalışanların kazanımları, emekçilerin
hakları budandı. Sol partiler, sağın fazlasıyla etkisinde kaldı,
erimeye başladı. Belli bir gelir düzeyine ulaşan, ezilen dünyadaki
sömürüden payını almaya alışan, o nedenle sesini kısan, ülkesinin
emperyalist politikalarını, dev ölçekli tekellerini destekleyen
Batı’daki işçi sınıfı da, hızla yoksullaşmaya, işini kaybetmeye
başladı. ‘Emeğin Avrupası’ nerede?
Avrupa’nın sosyal demokrat partilerinden hazır reçete bekleyen
ülkemizdeki sol partilerin, sendikaların hali de Batı’daki
örneklerden farksız. Kendi tarihimize, deneyimimize, birikimimize,
geleneğimize; kendi toplumsal, siyasal, kültürel, iktisadi
koşullarımıza; kendi sorunlarımıza, hedeflerimize, önceliklerimize
uygun ve de öz...