İkisi de Cumhuriyetçi, Atatürkçü, vatansever aydınlardı. İkisi de halkımıza karşılıksız ve sınırsız bir aşkla, muhabbetle, sadakatle bağlıydı. İkisi de mesleğinin doruğundaydı. İkisi de vicdanlı, mert, merhametli, güler yüzlü, tertemiz kalpli insanlardı. İkisi de memleketimizin sadece insanını değil, havasını suyunu, dağını taşını, kurdunu kuşunu çok severdi. İkisi de fikir namusu, kalem namusu, bilim namusu denince, ilk akla gelen isimler arasındaydı. İkisi de hocamızdı, ustamızdı, büyüğümüzdü. İkisinden de çok şey öğrendik...
İlkini, Cumhuriyet şehidimiz Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’yı, çağdaş Türkiye’nin, Atatürk Cumhuriyeti’nin düşmanları, 21 yıl önce bugün, arabasına bomba koyarak aldılar elimizden. İkincisini, Türk basınının en usta kalemlerinden Bekir Coşkun’u ise yıllardır boğuştuğu kanser illetinden öte Atatürk’e, Cumhuriyet’e, doğaya, ormana, yeşile, hayvanlara yapılan kötülükler tüketti, aldı aramızdan üç gün önce.