Parti kurma çalışmalarını sürdüren ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ile polemiğe
giren eski başbakan Ahmet Davutoğlu, son olarak
“Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan
yüzüne çıkamaz” demişti. Davutoğlu gibi, siyasi kariyerini
Erdoğan’a borçlu, Erdoğan sayesinde TBMM dışından dışişleri bakanı,
ardından milletvekili ve dışişleri bakanı, sonra da AKP Genel
Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olmuş birinin bu sözleri
ilginç. Zamanlaması da manidar. Lakin yakın zamana kadar AKP’nin
dış politikasının mimarı olmuş, milletvekili, bakan, başbakan,
genel başkan olarak AKP’yi temsil etmiş olan Davutoğlu’nun ciddi
bir itibar, inandırıcılık sorunu var. Nedenlerini
sıralayalım...
Birincisi, Davutoğlu’nun ifadesi Türkçe açısından sorunludur.
Dilimizde, “insan yüzüne çıkamaz” demeyiz. “İnsan içine çıkamaz”
veya “kimsenin yüzüne bakamaz” deriz.
İkincisi, Davutoğlu’nun bunca zaman susup, şimdi konuşması
yanlıştır. Daha önce konuşmalıydı. Üstlendiği görevler, tarihe ve
millete karşı sorumluluğu bunu gerektirirdi. Terörle mücadele gibi
yaşamsal bir konuda, bunca zaman susmak, konuşurken de bunu siyasi
polemik konusu, şantaj unsuru yapmak, kuracağı partinin
hazırlıklarını yaparken gündeme getirmek, fırsatçılıktır. Terörle
mücadeleyi parti içi tartışma konusu yapmak, hiçbir şekilde
açıklanamaz. Davutoğlu, bu konuda ne biliyorsa, nelere tanık
olmuşsa hemen konuşmalıdır. Konuşmaması sadece siyasetin ve tarihin
değil, yargının da konusu olur.
Üçüncüsü, başbakanlıktan istifa ettiği gün bile “dava” diyen,
Erdoğan’a bağlılığını vurgulayan bir siyasetçinin, şimdi hem parti
üyeliğini koruyup hem de liderini böylesine eleştirmesi, siyasi
etikle ve tutarlılıkla bağdaşmaz. Cesur
olmalı...