Tarih boyunca devletin olduğu her yerde ve her dönemde öncelikle
otorite, koruma, düzen, hiyerarşi, işbölümü akla geldiğinden,
günümüzde devletin görevleri çoğalsa ve çeşitlense de, tarihsel ve
temel işlevleri pek değişmemiştir. Devlet dendi mi egemenlik akla
gelir. Hukuk akla gelir. Haklar, özgürlükler, ödevler akla
gelir.
İster Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi
seçimini iptal gerekçelerinin yetersizliğini tartışalım; ister
Tunceli Belediye Meclisi’nin “Dersim” kararının
yanlışlığını vurgulayalım; ister 27 Mayıs 1960 sonrasındaki idam
kararlarını eleştirelim; yaptığımız, son toplamda devlet, egemenlik
ve hukuk tartışmasıdır.
Devlet, mafya değildir. Otoritesi, sağladığı kamu düzeni,
görevlendirdiği kolluk gücü, caydırıcılık anlayışı, cezalandırma
yöntemleri farklıdır. Devlet, haraç kesmez. Vergi toplar. Bunu
yaparken de meşruiyetine, kamu hizmetlerine, vergi mükelleflerinin
sorumluluğuna dikkat çeker. Devlet, insanların korkularından
beslenmez. Hukuka dayanır. Hukuku egemen kılmaya çalışır.