Siyaset biliminde kuraldır; bir seçimin sonuçlarının açıklandığı
an, sonraki seçim için çalışmaların başladığı andır. Siyasi
partilerin yöneticileri ve örgütleri, seçim biter bitmez, gerekli
muhasebeyi yapıp, özeleştiriyi verip, bilimsel yöntemler ışığında
dersler çıkarıp, sonraki seçimler için hazırlanmaya başlarlar.
Deneyimli kadrolar, ne başarının rehavetine kapılır ne de
başarısızlık karşısında teslim olurlar.
Son günlerde muhalefet cephesinde “Martın sonu bahar”, “1989 yerel
seçimlerindeki rüzgârı yakaladık” şeklinde konuşanların sayısının
artması, ana muhalefet partisinin 1989’dan bugüne değin grafiğini
gözden geçirmeyi de zorunlu kılıyor. Zira 1989 yerel seçimlerinde,
birinci parti olarak kazandığı başarıyı, 1991 genel seçimlerinde
koruyamamıştı. HEP ile ittifak yaptığı 1991 seçimlerinde üçüncü
olmuştu. 1994 yerel seçimlerinde hezimet yaşamıştı. SHP, CHP, DSP
bölünmüşlüğü de pek çok belediyenin kaybedilmesine neden olmuştu.
1991 genel seçimlerinden sonra DYP ile kurulan koalisyon da, SHP
ile CHP’nin tekrar birleşmesi de umulanı vermemişti. CHP, 1995
genel seçimlerinde barajı kıl payı geçerek, TBMM’ye beşinci parti
olarak girmişti. Yerel ve genel seçimlerin birlikte yapıldığı
1999’da ise tarihinde ilk kez barajı geçemeyerek TBMM dışında
kalmıştı. Belediyelerde de başarılı olamamıştı. Belediyelerde
umduğunu bulamayan DSP ise TBMM’ye birinci parti olarak girmişti.
Tarih öğreticidir
Yukarıdaki kısa anımsatmayı şundan yaptık. 31 Mart yerel
seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, iktidarın başarısızlığı ve
ekonomideki kötü gidişat sebebiyle seçmende oluşan tepki,
muhalefetin bir miktar yelkenlerini şişirse de kalıcı olmaz.
İktidar olmak için yetmez. Yüksek oy artışı, güçlü iktidar, kalıcı
başarı için siyasal, toplumsal, sınıfsal, ideolojik, örgütsel
mücadele ve hazırlık gerekir. Parti programından söylem
birliğin...