F-35 savaş uçağı projesinden çıkarmaktan tutun NATO içinde
dışlamaya, yalnızlaştırılmaya; FETÖ ve PKK terör örgütlerine
verdiği destekten tutun Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi
sıkıştırmaya dek, çok ve çeşitli araçlar var ABD’nin takım
çantasında. Türkiye’nin ise eli çok güçlü değil. İç siyasette,
ekonomide, dış politikada ciddi sorunları var.
Öncelikle çok yaygın yapılan bir yanlışı düzeltmek şart. O da
Türkiye-ABD ilişkileri söz konusu olduğunda sıklıkla, yerli yersiz,
olur olmaz biçimde kullanılan “stratejik ortaklık” kavramı. ABD’nin
dünya üzerinde iki stratejik ortağı var: İngiltere ve İsrail. Bu
ikisi dışında Kanada ve Avustralya bile stratejik ortağı değil. ABD
yöneticileri, Türkiye’yle ilişkilerde zaman zaman “stratejik
ilişki”, bazen “model ortak” gibi kavramlar kullansalar da, bunlar
gerçeği yansıtmıyor. Çünkü dünya egemenliği peşinde koşan
emperyalist bir devlet ile bu emperyalist devletin bölmeye
çalıştığı, yöneticilerinin sıkça beka tehdidine dikkat çektiği,
orta büyüklükteki bir devletin ilişkileri, doğası gereği dostluk
içermez. Hele de stratejik ittifak ilişkisinden asla bahsedilemez.
Türkiye’nin, ABD’nin stratejik ortağı olduğunu dillendirenler,
kendi siyasi gelecekleri için ABD desteği arayan kişilerdir, o
kadar.