Sırasıyla gittiği kentler ve görüştüğü isimler, Irak’ın etnik ve mezhepsel hassasiyetlerini gözettiğini çağrıştırıyor. Keza, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yılın sonuna doğru 4. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı için Irak’a gideceğinin açıklanması da, Irak siyasetindeki değişimi gösteriyor. Fakat Türkiye’nin Irak’la ilişkilerde şimdiye dek yaptığı yanlışlar, ABD adına yaptığı girişimler anımsanırsa, akla vahim sorular geliyor. Sıralayalım...
Birincisi, Türkiye Irak’ın kuzeyinde 25 Eylül 2017 tarihinde
yapılan bağımsızlık referandumunun kısa süre öncesine dek, IKBY
lideri Mesut Barzani’yi bağımsızlık yönünde teşvik
ve tahrik etmişti. Bağdat devre dışı bırakılmış, Barzani muhatap
alınmıştı. Erdoğan, dönemin Irak Başbakanı Haydar
İbadi’ye, “Sen kimsin. Benim muhatabım değilsin. Sen benim
kalitemde değilsin” sözleriyle yüklenmişti. Türkiye’deki açılım
sürecinin (çözüm süreci değil; çözülme, çöküş süreciydi) büyük
destekçisi Barzani, AKP kongrelerinde ağırlanmıştı.