Kremlin; Rusya lideri Vladimir Putin’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetini kabul ettiğini ve programı uygun olduğunda Türkiye’ye geleceğini duyurduktan kısa süre sonra, Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Dmitriy Polyanskiy şu açıklamayı yaptı: “Suriye’de hukuka aykırı şekilde varlık gösteren tüm yabancı güçlerin ülkeyi derhal terk etmesini talep ediyoruz.” Rusya’nın hangi ülkeleri kastettiği belli ve üstelik bu açıklamayı sürekli yapıyor.
Öncelikle şu soruları soralım kendimize: Dış politikada bir sorun yaşadığında, üçüncü ülkelerin sorunu çözmek için öne atılmasını, arabuluculuk yapmasını pek tercih etmeyen Rusya, niçin Türkiye’nin Ukrayna sorununun çözümü için ev sahipliği yapma, arabulucu olma yönündeki isteğine olumsuz yanıt vermedi hemen? Ukrayna’da yaşananları, bu ülkenin iç meselesi olarak gören, sorunun çözümünde de Ukrayna yönetimini değil, ABD’yi muhatap kabul eden Putin, acaba Türkiye’ye gelerek, ülkemize ve dünyaya hangi mesajları verecek? Türkiye’nin Ukrayna konusundaki siyasetini, özelde de bu ülkeye İHA ve SİHA satmasını, Kırım’la ilgili tutumunu yüksek sesle eleştiren Moskova, Türkiye’yi arabulucu olarak kabul etmese bile, Putin’in ziyaretiyle neyi amaçlıyor?
Şunu da biliyoruz: Ukrayna sorununa ilaveten, Türkiye’nin, İran’dan aldığı doğalgazdaki kesinti nedeniyle, ciddi bir enerji sorunu yaşadığı son günlerde, Erdoğan - Putin görüşmesinde bu konu da ele alınır. S-400 konusu da gündeme gelir, Suriye meselesi de. Başka sorunlar ve işbirliği alanları da görüşülür elbette.
TÜRKİYE’NİN KESKİN İKİLEMİ NE?
Fakat ABD ve NATO’nun Rusya’nın taleplerini, Rusya’nın da ABD ve
NATO’nun taleplerini kabul etmediği ortadayken, Türkiye’de Putin’in
hangi mesajları vereceği önemlidir. Çünkü ABD; Rusya’ya geri adım
attıramadığının, ekonomik yaptırımlarla Rusya’dan ödün
koparamadığının farkındadır. Rusya’ya yönelik hamleler konusunda,
AB’nin lideri Almanya’yı bile ikna edememiştir. Rusya’nın
Ukrayna’yı işgal etmeyeceğini çok iyi bilen ABD’nin, bunun tam
tersi bir söylemi dolaşıma sokmaktan maksadı ise bu yolla Avrupa ve
dünyayı korkutmak, Doğu Avrupa’ya yeni askeri birlik yollamak ve
çatırdayan NATO ittifakını tahkim etmektir.
Fakat nesnel olarak ABD’nin umduğunu bulması olanaksız olduğu gibi, Türkiye’nin de Rusya üzerinde, bazı yorumcuların söylediği gibi büyük bir nüfuzu yoktur. Tersine, Rusya’nın Türkiye üzerinde etkisi güçlüdür. Enerji kartı başta olmak üzere, takım çantasında çok ve çeşitli araçları vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şubat ayında yapacağı Ukrayna gezisi, bu nesnellik ve gerçekçilik kapsamında yorumlanmalıdır.