Son 17 yılda muhalefete bulaşmamış bir şairin şiirini ezbere
biliyor musun? “Bu düzenin adamıdır” dediğin bir edebiyatçının
romanını hatırlıyor musun? Çocuğunu “bu dönemin ürünü” bir
üniversiteye göndermeyi istiyor musun?
Çok bina yıkıldı, çok bina dikildi. Devlet ve nizamı “yeni baştan”
oldu. Ama AKP iktidarı medeniyet dediğimiz tasavvurda bir arpa boyu
yol alamadı.
Referandum sinyalini vermişti. Ancak 31 Mart kesinleştirdi:
Erdoğan artık Türkiye’yi yönetemiyor.
“Çoğunluk” kavramına takılıyoruz. Hep “yüzde” diye başlıyoruz.
Niceliği konuşurken niteliği ıskalıyoruz.
Türkiye’nin ‘Nisan Tezleri’
Rusya’da 1917 yılında Şubat Devrimi’yle Çarlığın yıkıldığı
aklımızda. Bizim takvimle kasım ayına denk gelen Ekim Devrimi’ni de
anımsıyoruz. Arada olanları ise pek bilmiyoruz. “Nisan Tezleri”
denen ve Lenin’in eski kuşakları ikna etmeye
çalıştığı eseri hatırlamıyoruz. Bütün metinde Moskova ve
Petersburg’da iktidar olmanın bütün Rusya’da iktidar olmak anlamına
geldiğini anlatır. Zira gelecek toplumun çekirdeğini oluşturacak
sosyal sınıf bu iki şehirde gelişmiştir. Lenin’e göre gerisini
konuşmak “yapmacık bir çoğunluk” tartışmasıdır.
Peki, bizdeki “Nisan Tezleri”?