Hatırlayın, daha önce, Urfa’da, 14 Haziran 2018’de yaşanan katliamı anlatmıştım. Seçim arifesinde dört kişinin öldüğü hadise, “AK Partililere PKK saldırısı” diye duyurulmuştu. Oysa meselenin terörle uzaktan yakından ilgisi yoktu. Ölenlerden üçü, bizzat AKP milletvekili Halil İbrahim Yıldız’ı destekleyen grup tarafından katledilmişti. Saldırıya uğrayan Şenyaşar ailesinin üyeleri, dükkânlarında yaralanmış, getirildikleri hastanede ise linç edilerek vahşice öldürülmüştü. Dosyayı sekiz savcı üzerinden attı. Tepkilerin ardından, geçenlerde dört tutuklama oldu.
Katliamın 4. yıldönümünde, “neler oluyor” diye dönüp bir daha baktım. Duyduklarım, “böyle olmamalı” dememe neden oldu.
50 KİŞİYLE VEKİLE BASKIN
Urfa’da meselenin infial yaratması, kamuoyunda konuşulanlar, AKP
içinde bile hadiseye gösterilen tepkiler, meseleye çözüm bulma
arayışına neden olmuş. Kimi zaman parti içinde gerginlikler de
yaşanmış.
Daha önce, Urfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, saldırılardan sorumlu tutulan İbrahim Halil Yıldız için kullandığı, “O milletvekiliyle üç buçuk yıldır selamım bile yok” sözlerini yazmıştım. Fakıbaba’nın tehdit edildiğini de gündeme getirmiştim. Öğrendiğime göre tehdit somuta da dökülmüş. Fakıbaba, olaylara tepki gösterdiği gece, Urfa’da devlet misafirhanesinde kalıyormuş. 50 kişilik bir grup burayı basmış. Odalarda Fakıbaba’yı aramışlar. Korumalarının da çabasıyla, kalabalık Fakıbaba’yı bulamadan hadise sonlanmış.
Milletin vekilini hedef alma cüreti, kol kırılır yen içinde kalır diyerek geçiştirilmiş.
Konuştuğum isimler, AKP ile Şenyaşar ailesi arasındaki temaslardan da söz ettiler. Geçenlerde merkeze çekilen Vali Abdullah Erin’in, olan bitenin farkında olduğunu söylemiştim. Öğrendiğime göre Vali Erin, Urfa’ya veda ederken Şenyaşar Ailesi ile de görüşmüş. Onlara “Devletin içinde çok kişi sizden yana, mücadelenizi bırakmayın, ama onları da zor durumda bırakmayın” demiş.