Nerede, nerede diye arıyorsun. Kitapların arasında, vazoların içinde, halıların altında bile bulamıyorsun. Sonunda cebinden çıkıyor. Meğerse kendin bile bulama diye kendine saklamışsın!
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na sövdü. Generaller alkışladı. Muhalefet eleştirdi. AKP sözcüsü, “komuta kademesine saldırı” dedi. Oysa sadece 1.5 yıl önce, üzerinde üniforma olmayan, emekli olmuş amiraller, Montrö’yü savunan duyuruları nedeniyle, sabaha karşı gözaltına alındı. Mahkemelerde yargılandı. Lojmanlarından atıldı. Korumaları alınarak terörün insafına terk edildi. Sonunda beraat ettiler. Ama olay, tarihin ikiyüzlü sayfalarına yazıldı.
İşte hikâye tam da burada başlıyor. Meğer mesele o kadarla kalmamış. İşin Sinan Ateş cinayetine uzanan bir tarafı varmış.
O amirallerden Türker Ertürk’ü biliyorsunuz. 2010 yılında, Deniz Harp Okulu komutanı iken, TSK içerisindeki FETÖ kumpaslarına isyan ederek istifa etmişti. Sonrasında Pensilvanya’ya, Gülen’in çiftliğinin önüne kadar giderek örgütü protesto etti. Montrö’ye sahip çıkan duyuruya imza atınca, gözaltına alınıp yargılandı.
TEHDİT EDEN SAVAŞ SUÇLUSU
İşte o günlerde, 4 Nisan 2021’de, Türker Ertürk’e bir tehdit geldi.
Öyle imalı filan değil. Açık açık... Aynen şu yazıyordu: “Bu
terörist sevici Mihraç Ural itinin yoldaşı amiral Türker Ertürk mü
darbe yapmayı düşünüyormuş, sıkarız kafasına bir daha
düşünemezler...”
“Sıkarız kafasına” sözü açık da... Ya tehdit eden?
Adı Alparslan Çelik.