Spot ışıklarıyla aydınlanmış ahşap bir oda. Masanın arkasındaki koltuk boş. Suyun olduğu bardak, misafirin “Ne içersin” sorusuna verdiği yanıtı gösteriyor. Deri koltuğun yan dönmüş hali, oturanın fotoğraf çekmek için ayağa kalktığını anlatıyor gibi. Masanın önündeki pembe ceketli kadın gazeteci, makamın sahibinin çektiği o fotoğrafı sosyal medyada paylaşırken not düşmüş: Büyüyünce “başsavcı” olacağım.
İstanbul Adliyesi’nde, avukatların bile giremediği o odada, makamın sahibinin çektiği hatıra fotoğrafına ve manidar mesaja bakıp geçebilirdim. Üzerine anlatılanları “kimsenin hayatı kimseyi ilgilendirmez” diye kapatabilirdim. Gelgelelim cuma akşamı tuhaf bir şey oldu. HSK (Hâkimler ve Savcılar Kurulu) adı, sanı, tarafları belli olmayan bir “dedikodu” hakkında apar topar açıklama yaptı. “Apar topar” diye boşuna demiyorum.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz