Külodunda kızıl kan. Korkuyor, annene koşuyorsun. Bir tokatla kendine geliyorsun. Türkiye’de kadınların âdetle tanışması böyle başlıyor. Âdetli kadın hem kirli hem tehlikeli! “Murdarlık”ta ölüden hemen sonraya koyuyorlar.
Aslında haberlerde okumuş, sosyal medyada görmüştüm. “Hangi Diyanet: Bir Aforozun Öyküsü” kitabını okuyunca daha fazlası oldu, onu anladım (Pozitif Yayınları). Diyanet’ten kovulan kadın hafız Fatma Yavuz’dan söz ediyorum.
Üsküdar’da muhafazakâr bir ailede doğmuş. Üsküdar İmam Hatip’ten sonra 2000 yılında Marmara İlahiyat’ı bitirmiş. Fatma, erken yaşta türban takmış, örtünmekten hiç vazgeçmemiş. Örtüsünü çıkarmaktansa evde oturmayı seçmiş. 2003’te evlenmiş. Gelgelelim; temizlik, yemek, televizyonla geçen hayat onu boğmuş. 2004’te KPSS ile Diyanet’in Kuran kursu hocası olmuş. İlk görev yeri uzakta, Batman’da. İşi, mutsuz evliliğini de bitirmiş.
Batman’dan sonra İstanbul-Zeytinburnu. Fatma, kadınlara ve çocuklara Kuran öğretmeye başlamış. Ve süreç onu bambaşka bir noktaya taşımış. Sanmayın ki sonunda ateist ya da deist olmuş. Fatma, “Gerçek İslam bu değil” denebilecek bir çizgiye kavuşmuş.