Meclis kendisine bomba yağdırılan gecenin raporunu yazamadı ya... Komisyondaki bir vekile sordum. “En şaşırtan olay neydi?” dedim. Dört vekil, bir gece, rapor üzerine çalışırken kapı çalıyor. Gelen tanıdık bir isim. “Karargâhtan geliyorum, Hulusi Paşa’nın ricası var” diyor. Vekiller şaşkınlıkla, “Nedir?” diye beklerken yanıt geliyor: “Adının raporda fazla geçmemesini rica ediyor.”
Üzerine düşündüm. O gece sokakta katledilmiş, Emniyet’te üzerine bomba yağdırılmış ya da kurşuna dizilmiş birinin ruhu çıkıp gelse herhalde ricası bu olmazdı. Ama ölülerin hikâyesini diriler yazıyor.
Size, 15 Temmuz’dan sonra beş yıl boyunca, Hava Kuvvetleri Personel Başkanlığı yapan Kutlay Demir’in hikâyesini anlatmıştım.
Aslında, Türkiye onun adını, geçen yıl gazeteci Müyesser Yıldız sayesinde duymuştu. 15 Temmuz’un ardından iki kez terfi ettirilmiş, önce tuğgeneral, sonra tümgeneral yapılmıştı. Hakkında hazırlanan terfi dosyasında şunlar yazıyordu: “FETÖ/PDY ile kararlı bir şekilde mücadele etmektedir”, “PDY ile ilgisi yok. Ancak başka cemaat bağlantılı olduğu kanaatindeyim”, “Terfi etmeli (eşi türbanlı), hükümet yanlısı”. Derken, geçen yıl, 15 Temmuz’dan sonra Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’na atanan Tuğgeneral Serdar Atasoy’un FETÖ üyesi çıkmasının ardından, Kutlay Demir de istifa etti. İstifa dilekçesi işleme konulmadı. Kutlay Demir, geçen yılki YAŞ’ta, Diyarbakır’daki Muharip Hava Kuvveti Komutan Yardımcılığı’na atandı.
MAHREM İMAMLA BAĞLANTILI
Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Geçen 28 Temmuz’da, süreci açıklığa
kavuşturan olayı anlattım. Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı,
FETÖ’nün askeriyedeki mahrem imamlarından Adem
Özkan hakkında iddianame hazırlamıştı. İddianamede şu
yazıyordu: