Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız kurduğumuz devletleri simgeliyor. Övünüyoruz. Ancak 16’sını da yıktığımız gerçeğini de bize hatırlatıyor.
Kurmanın, yükselmenin, yaratmanın sistemi var. Peki, yıkımın ve çöküşün çizgileri nasıl?
Cumhuriyet, kaideleri olan bir düzen. Kolonları yıkılırken ise süte su karışıyor. İlerleme ve gerileme yasaları ortadan kalkıyor. Yıllarca biriktirerek yükselenler bir gecede alaşağı ediliyor. Birikimsizler ise yıkan balyozlara tutunarak yukarı çıkıyor. Bir kez çöküşü kabul ettikten sonra engelleyemiyoruz.
Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın bir gece yarısı görevinden alınmasından bahsediyorum. 47 yıldır polis üniforması giyiyordu. Yıllar sonra ilk kez Emniyet’e kendi içerisinden müdür atanmıştı. Veda ederken “teşkilat içinden 3’üncü kişi olarak, son 20 yılda ise teşkilat içinden ilk genel müdür olarak atandım” diyerek altını çizmişti. Her açıdan zor yükseliş, bir yıl dahi dolmadan son buldu.
“Biri gider diğeri gelir” diyebilirsiniz. Tüm Uzakdoğuluları aynı millet sananlar gibi “tüm polisler aynı” da diyebilirsiniz. Ama Uzunkaya’yı ayıran bazı özellikler olduğu kesin.