Gün ile gece birbiriyle savaşıyor sanırsın. Oysa göğün yasalarında sadece birbirlerinin tamamlayıcısıdır.
Bekliyordum, oldu...
Duyulmaması için gizli saklı yapmışlar. Öyle ya, isteseler savcılıktan her haberi sızdırdıkları gibi bunu da medyalarına yollarlardı.
İstanbul Adliyesi’nde görülen, geçen günlerde sonlanan, kimsenin haberdar olmadığı o davadan söz ediyorum.
Size defalarca anlattım. Halen 80’li yaşlardaki beş generalin hapiste olduğu 28 Şubat davası; AKP’nin desteği ve Fethullahçıların eylemleriyle görüldü. Davanın savcısı Mustafa Bilgili’den ev aramalarını yapan polislere, rapor yazan bilirkişilerden kumpasın Genelkurmay’daki işbirlikçilerine, tutuklama yapan hâkimlerden operasyonun içindeki medyaya kadar hepsi FETÖ bağlantılı çıktı.
BAVULCU YİNE FETHULLAHÇI
Ancak biri vardı ki pek de konuşmadık. Adı Tamer Tatar. TSK’den 28 Şubat sonrasında, Aralık 1997’de, YAŞ kararıyla, Fethullah Gülen bağlantısı nedeniyle atılmış bir yüzbaşıydı. GATA’da görev yapıyordu, göz doktoruydu.
Teşbihte hata olmaz, Tatar davanın “bavulcusu”ydu.
Yıllar sonra, 19 Aralık 2011 tarihinde, doktorluk yaptığı Çorlu’dan İstanbul’daki Beşiktaş Adliyesi’ne gelmişti. FETÖ’cü savcılar Hüseyin Ayar ve Fikret Seçen’in odasına girmişti. Elinde, kendisine Ahmet Yılmaz isminde tanımadığı birinden kargoyla geldiğini söylediği poşet vardı. İçindeki bir klasör ve bir DVD’yi dönemin savcılarına teslim etti. Verdiği sözde belgeler 28 Şubat davasına temel oluşturdu. Tatar’ın verdiği belgelerden dört ay sonra ilk tutuklamalar gerçekleşti.
Zira 28 Şubat aslında devletin zirvesinin katıldığı meşru bir MGK toplantısıydı. Buna dayanarak yargılama yapılamazdı. Tatar’ın getirdiği belgeler ise 28 Şubat MGK’sine dayanarak askerlerin yasadışı işler yaptığını iddia ediyordu. Sanıklar belgelerin sahte olduğunu, içindeki tutarsızlıklara dayanarak kanıtladılar ama nafile... Tamer Tatar, davada müşteki ve mağdur yapıldığı gibi, getirdiği belgelerle 80’lik askerler hapsedildi.
MEĞER FETÖ’DEN YARGILANIYORMUŞ
İşte söyleyeceğim de bununla ilgili...