Sokaklarda, bina duvarlarında hep onun reklamı var. Netflix’in Fatih Terim belgeselinden söz ediyorum. Kimi övüyor kimi yeriyor... Var olan her şey eleştiriyi hak eder. Fakat bir tanesini anlamıyorum. Hani Gökçekler’in kanalının: “Hakan Şükür ve Arif Erdem goller atmış, tarihi başarılar elde etmişler adları bile geçmiyor” diye belgeseli yerden yere vurmasını. Elbette bir belgeselde iyisi de kötüsü de olur. Adı üstünde belge bu. Ancak FETÖ ile suçlanan futbolcuların olmaması, bugünün Türkiyesi’nde anlaşılır değil mi? Yer alsalardı, aynı kanallar, muhtemelen “FETÖ’cü Netflix” diye söze başlamayacak mıydı?
SADIK ALBAYRAK’IN DOSTLARI
Bu kadar söyleyip bırakıyordum ki arkadaşımın uyarısıyla bir başka belgeseli fark ettim. Hayır, Netflix’te yayımlanmamıştı. Bir kitap olarak, karton kapakla, sınırlı sayıda basılmış, numaralandırılmış, şanslı okurlara dağıtılmıştı.
“50. Yazarlık Yılında Dostlarının Kaleminden Sadık Albayrak” isimli kitaptan söz ediyorum. Boşuna aramayın, kitapevlerinde yok. Nedense Sadık Albayrak’ın oğlunun yönettiği Sabah gazetesi ya da A Haber televizyonu da kitabı hak ettiği gibi duyurmamış. Ancak sahaf gezmeyi sevenler ona ulaşabiliyor.
Kitabın künyesini açıyorum...