“Ben Hakyolcu bilinirim, FETÖ ile alakam olabilir mi?”
Bu sözleri bir savcıdan işittim.
Tarikatlarla örülmüş anayurdun trajik gerçeği!
Yetkisini Fethullahçılar lehine kullandığına dair somut deliller
vardı. Savunması ise marifetmiş gibi, başka bir dini gruba
mensubiyete dayanıyordu.
Münferit değil...
Davada tutuklanan popüler bir avukat bile “Fethullahçı değil,
Nurcuların Zehra grubundan” diye duyuruldu.
Son günlerde “ben aslında” diye başlayan savunmalarda kafa
karıştıran bir şey oldu.
Hikâyeyi baştan anlatalım.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Emniyet bir rapor
hazırladı. Rapor, “FETÖ silahlı terör örgütü Emniyet mahrem
yapılanması” adını taşıyor.
“Mahrem” kelimesini duyunca, aklınıza magazin haberleri
gelmesin.
FETÖ’nün TSK’den Emniyet’e, yargıdan MİT’e gizli örgütlenmesini
anlatmak için kullanılıyor.
Sabrınız yeter de tamamı 383 sayfa olan raporu okursanız, bir gizli
örgütün çalışma ilkelerine dair çok şey öğrenebilirsiniz.
Rapor, ele geçen belgelerin önemli bir derlemesini içeriyor.
Dinlemeye takılmadan haberleşmenin incelikleri de, saklanılan
evlerde yakalanmadan yaşama yolları da üyelerine öğretilmiş.
Öyle ki, ödenen para dikkat çekmesin diye “son dakikada uçak bileti
almamaları” bile talimatlar arasında var. ATM dedikleri
“arama-tarama mesulleri”, Işık Evleri’nde düzenli olarak delil
arıyor ve olası bir operasyona karşı temizlik dahi yapıyor.
Yandaş...