Karşımda genç bir kadın. Hatırladıkça titriyor. Gözünden akan yaşların arasında, geçmişi anlatmaya çalışıyor. Hatırlamak mı, unutmak mı zor? Bunu ben de bilmiyorum.
Cuma günü Hürriyet gazetesinin manşetiydi: “Festivalde Me Too Vetosu”
İKSV, İstanbul Film Festivali’nde yarışmaya kabul edilen “Yeni Bir Dünya Doğuyor” filmini, yönetmeni Serhat Yüksekbağhakkındaki “kadına yönelik şiddet” iddialarının ardından festival listesinden çıkardı. İKSV, kadına şiddet konusunda duyarlılığını gösteren bir açıklama da yayımladı. Öte yandan Hürriyet, şiddet iddialarının odağındaki yönetmene de mikrofon uzattı. Yönetmen, Hürriyet’e “Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Haberde bence bir şey eksikti. Evet, 2019 yılında Yüksekbağ’ın şiddetine uğradığını açıklayan kadının, haberdeki haliyle Gamze K’nin, o günlerde yayımladığı mesajlar vardı. Ama bugün, “Ne diyorsun” diye kimse ona sormamıştı.
İşte Cumartesi sabahı, karşımda ağlayan o kadın, Gamze K’ydi
BOĞAZA DAYANAN BIÇAK
Peki şiddet, “kadının beyanı” diye tırnak içine alınmak durumunda
mı? Fail reddedince, “iddia” denilip bırakılmalı mı? Bunun bir adım
ötesi yok mu?
Gamze K’nin anlattıklarıyla eksik olan tamamlanmaya başladı:
“2017 yılının eylül ayında tanıştık. 2018 yılının haziran ayında ondan ayrılmaya çalışıyordum. Telefonlarına çıkmıyor, mesajlarına cevap vermiyordum. Şiddetin yaşandığı gün izinliydim. Habersizce evime geldi. Evde başka bir arkadaşımı gördü. Gitmesini istedi. Ben de olay büyümesin diye arkadaşım E’ye ‘git’ dedim. Onun ardından pencereleri kapattı. Telefonuma el koydu. Tekmeler ve yumruklarla beni dövmeye başladı. O kadar vurdu ki kusmaya başladım. Kafamdan su döktü. Kendime geldiğimde yeniden vurdu.