Sabaha karşı kapım çaldığında gelenleri biliyordum. İkiletmeden açıp “Bekleyin geliyorum” dedim. Birden aklıma düştü. Polislere dönüp, “Gözaltı kararına bakabilir miyim” diye sordum. Yoktu. İstanbul Başsavcı Vekili telefonla talimat vermiş, “acil alın” demişti.
O günden yargılandığım davanın bittiği güne kadar 6 ay 6 gün geçti. 3 ay 20 gününde tutukluydum. Kalan 2 ay 16 gün ise adli kontrol altındaydım.
Tutuklu arkadaşlarımın tahliye haberini beklerken kendimle ilgili kısmı dinlemedim bile. Bir değil, iki kez beraat etmiştim. Biri bütün sanıklarla birlikte “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak” suçlamasından. Öbürü ise “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” ithamından.