Ne garip. Dövseler de sövseler de öldürseler de fark etmiyor. Her durumda mağdur olmayı başarıyorlar.
Mağdurlardan mağdur beğen derken, şimdi de “nafaka mağdurları” ortaya çıktı. Bir Türkiye klasiği, iktidar da bu mağdurlara sempatiyle bakıyor. Gazeteleri, “Nafaka mağdurlarına müjde” haberleriyle dolu. Bir Allah’ın kulu da “nafaka mağduru kadınlar var mı, onlarla da konuşalım” demiyor.
Evlenirken, mühendis-doktor kadınla nikâh istiyorlar. Çocuk doğurunca evde otursun, “Evinin kadını olsun” diyorlar. Yıllarca işten güçten elini çektiriyorlar. Kendileri sırtlarını dönüp gittiklerinde ise “Yatağıma girmeyen kadına, çorabımı yıkamayan kadına neden nafaka ödeyecekmişim” diyerek kendilerini mağdur sayıyorlar.
Aslında nafaka, bu eşitsiz dünyada, kadının elindeki temel bir hak. Kaldırılması, kadını savunmasızlaştırmak demek. Adalet için değil, kadının “ayrılma hakkı”nı ortadan kaldırmak için nafakaya saldırıyorlar.