“Bizim andımız İstiklal Marşımızdır.” Defalarca tekrarladı
Erdoğan. Reşit Galip’in “Ant”ı
ile Mehmet Akif’in “İstiklal
Marşı”nı karşı karşıya koydu. Üstüne, Diyanet İşleri Başkanı’nı
Kadir Mısıroğlu’na gönderdi.
Haliyle aklımıza geldi: Erdoğan’ın gerçekten bir andı var mı?
Öyle ya, gizli saklı değil. Mahkemeye kadar düştü. Mısıroğlu’nun
Mehmet Akif’e hatta İstiklal Marşı’na saldırılarını kastediyorum.
“Pezevenk” dedi mi diye tartışıldı. Oysa mesele derinde.
Sözleri dinlediniz mi? Tam olarak şöyle:
“Yunanla öç için mi dövüştün de ‘ebediyyen sana yok ırkıma yok
izmihlal’ diyorsun. İstiklal Marşı’nda bunları hiç düşünmemişler.
Seksen sene sonra Yunan’ı hâlâ Sakarya’da mı vehmediyorsun da
‘korkma’ diye başlatıyorsun? Niye korkacağım lan! Dünya benden
korksun (desene/pezevenk)! Mehmet Akif serserinin teki!”
Mısıroğlu, “desene” dediğini, karşıtları ise “pezevenk” dediğini
iddia ediyor. Kesin olan, Mısıroğlu “serseri” dediği Mehmet Akif’i
de, İstiklal Marşı’nı da sevmiyor.
Devamını anlatalım…
Ersoy’un torunları Selma ve Ferda
Argon, sözlere hakaret davası açtı. Mısıroğlu, özür
diledi, davayı geri çekmelerini istedi. Sözlerini düzelteceğini
söyledi. Torunları da davadan vazgeçti.
“Pezevenk” meselesini Ortadoğu yazarı Yücel Bulut
yeniden gündeme getirince, bu kez Mısıroğlu dava açtı. Mahkeme,
Mısıroğlu’nun ses kaydını bilirkişiye gönderdi. 27 Mayıs 2015
tarihli bilirkişi raporu, Mısıroğlu’nun “pezevenk” dediğini
yazıyordu. Bulut beraat etti.
Mısıroğlu, İstiklal Marşı’na tanıdık bir itirazda da bulunuyor:
“O dövüşen orduda Arap yok muydu, Kürt yok muydu...