“MİT’in iki müsteşarını niye sorgulamak istediler? Çünkü
yaptıkları iş yasadışıdır, suçtur suç!”
Sesi, hapishanedeki toplantı odasında yankılanıyordu.
Abdullah Öcalan devam etti:
“Bakın, izledim ben. Haluk Koç çıkıp konuştu, ‘Bu yaptığınız
anayasaya aykırıdır, suçtur’ dedi. Doğru söylüyor, suçtur.”
Karşısında Selahattin Demirtaş, Pervin
Buldan ve Sırrı Süreyya
Önder oturuyordu. Yüzlerine bakarak sordu:
“MİT müsteşarları neyle yargılanmak istendi? Vatana ihanetle.
Hepimiz vatana ihanetle yargılanabiliriz. Gayrimeşru bir iş
yapıyoruz demiyorum. Ama yaptığımız işin hukuki bir güvencesi
olmalı.”
Sırrı Süreyya Önder’i zafer işareti yaparak hapse girerken görünce
hatırladım Öcalan’ın “İmralı Notları”ndaki sözlerini.
Öcalan’a “Sayın başkanım, önümüzdeki dönem sinemaya döneceğim”
diyordu. “Hayır, senin için sinema ikinci sırada olmalı. Sen
siyaset yapmalısın” yanıtını alıyordu.
Keşke içerden çıkınca müzakere sürecinin filmini yapsa. Türkiye,
kapı ardında neler olduğunu daha iyi anlasa!
Şimdilik neyse ki okuyabiliyoruz. PKK’nin yurtdışında yayımladığı
“İmralı Notları” tam da bunu anlatıyor.
PKK’lılerle görüşmeleri nedeniyle 7 Şubat 2012’de FETÖ’cü savcılar
tarafından ifadeye çağrılan MİT Müsteşarı Hakan
Fidan, siyasi gücün desteğiyle çalışmalarını sürdürdü. O
günlerde “Bir darbe var fakat derinliğini tam fark edem...