Gömleğin ilk düğmesini yanlış mı ilikliyoruz? Sonunda hatamız
boğazımıza dayansa bile hâlâ akıllanmıyor muyuz?
FETÖ ile mücadelenin miladını iktidar belirledi! Onlara göre 17-25
Aralık’tı. Örgütün, AKP ile resmen karşı karşıya geldiği gündü.
Haliyle, “paralel devlet”in yurttaşlara karşı
işlediği suçlar değil, “AKP’nin meselesi” davanın
kendisi haline geldi.
Bakın, bugün bir yandaşın FETÖ saflarında işlediği günahları
karşısına çıkarın, yanıtı hazır: “Ama bu 17-25
Aralık’tan önceydi!”
Farkında mısınız,
Hrant Dink’in katliyle hesaplaşma ya da Ergenekon
kumpasının nihayete erdirilmesi bir türlü bitmiyor. MİT TIR’larını
durdurarak iktidarın moralini bozanların yakasına yapışılıyor da
Balyoz’da yüzlerce subayı bir günde boğazlayanların defteri
dürülemiyor. Makamında yaka paça derdest edilen İlhan
Cihaner, Tahşiye davasının istisnai hızla bitirilmesini
“AKP’nin kendisinin doğrudan içinde
olmadığı bir tek dava” diyerek açıklıyor. Nisan
2009’da neler oldu?
Bugün, Cumhuriyet gazetesindeki haberde, ilk düğmeyi 17-25 Aralık
iliğine sokmanın sonuçlarından birini göreceksiniz. Ergenekon
davasının emektar avukatı Celal Ülgen haber
vermese farkında olmayacaktık. Eski Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ, komuta kademesiyle birlikte henüz
görevdeyken hakkında soruşturma açılmış. Yetmemiş, adının
karşısında “şüpheli” yazan evrak Ergenekon
dosyasına sokulmuş.
Peki neden?
14 Nisan 2009 gününü hatırlıyor musunuz?
Başbuğ, o gün Harp Akademileri’nde doktrinini şu ifadelerle
anlatmıştı:
“B...