Çocuktuk, kan ter içinde köşe başına koşar, ağzımızı dayar kana kana içerdik. Evde musluktan bir damla akmaz, konu komşu bidonlarla sıraya girerdik. İnsan gibi bizimle yaşayan çeşmeler, nasıl hayatımızdan çekip gitti? Masumiyetimizle birlikte onları da mı kaybettik?
O çeşmeyi ne çok konuştuk. Hayır, suyundan değil. Fatih’te 1748’de I. Mahmut tarafından yaptırılmıştı. İstanbul’un betona, demire, ranta yenilmesinin kaderini o da yaşadı. 2018’de eski yerinde değil, hemen ötesinde yeniden yapıldı. Bir farkla. “Parasını biz verdik” diyen AKP milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, çeşmenin tarihi kitabesine, babası Ahmet Zeki Çamlı’nın adını ekletmişti. “Ne var bunda” diyen Çamlı, “Babam da sağlığında yaptırmak için uzun süre çok uğraştı ama yaptıramadı, bize nasip oldu” diye savunuyordu kendisini. Biraz daha konuşsa sanki “parayı veren çeşmeyi çalar” diyecekti. Neyse ki bu kez ses, sadece bir küçük muhalif gruptan çıkmadı. Her zaman iktidara verdiği destekle bilinen bazı isimler de bu densizliğe isyan etti.