Felsefe dersindeydik. Öğretmen, “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” diye başladı. Sınıf derin sohbete dalarken en arka sıradan bütün dönem sessiz oturan çocuğun sesi duyuldu: “Ben yıkanırım”. Herkes meraktaydı, yanıt verdi: “Bir burada yıkanırım, koşar suyu yakalar bir de orada yıkanırım”.
Uğur Mumcu, Soğuk Savaş’ın bitişinden sonrasını “Pentagonizm” kavramıyla karşılıyordu. Pentagonizm, “Amerika’nın ekonomik çıkarlarına ideolojik kılıf ve stratejik gerekçe bulan savaş teorisi”ydi. “Türk Memet Nöbete” seçkisinde yer alan, aslı 24 Ağustos 1990 tarihli yazısında, Türkiye’ye düşenin “petrol bekçiliği” olduğunu anlatıyordu. En önemlisiyse rejimin niteliğiydi. “Yeni Ortadoğu dengelerinde Türkiye’ye yeni roller verilecek. Türkiye’nin siyasal rejimi ve geleceği de verilecek bu rollerle biçimlenecek” diyordu. Sahiden öyle oldu. Özal’ın Körfez politikalarından Erdoğan’ın iktidara gelişine kadar, rejime rengini veren “Pentagonizm” oldu.
ABD geri döndü
.........