“‘Bana bakın o... çocukları’ dedi ve kemerini çözüp pantolonunu indirdi. Donunu iki eliyle tutarak seslendi: ‘Ben şimdi bunu da indireceğim. Çok merak ederek laf attığınız erkekliğimle mukayese edebilecek bir babayiğit varsa çıksın ortaya ve benim yaptıklarımı yapsın. Hadi, hadi... O çok övündüğünüz erkekliğinizi gösterecek bir yiğit yok mu?’ Karşı taraf ne yapacağını şaşırmıştı. ‘Anlaşıldı sizde iş yok ama erkek nasılmış görmeniz gerekir’ dedi. Donunu indirdi aşağıya. Biz sadece yuvarlak poposunu gördük. Öbürleri şaşkınlık içinde kantini terk ettiler.”
Yıl 1950.
Bir eşcinsel için tartışmasız zor zamanlar.
Okul kantininde dört harfli hakaretlere “yeter” diyerek pantolonunu indiren ve herkesi susturan Zeki Müren’di. Hikâyeyi anlatan ise “Sanat Güneşi”nin okul arkadaşı Aytaç Arsay. Müren, okulun iki bilinen eşcinselinden biridir. Ona bu özgüveni veren ise tartışmasız Demokrat Parti’ydi.
“Ne alaka” demeyin.
Geçenlerde Müren’in doğum günüydü. Hakkında ne kadar az şey biliyoruz. Gazetelerde yalnız Google’ın onu anması haber oldu. Oysa Bizans tarihi kitaplarıyla tanıdığımız Radi Dikici’nin Zeki Müren kitabı yeni çıktı. Kitap, Müren’le 25 yıl aynı evde yaşayan Bedriye Gençoğlu’nun anıları başta olmak üzere zengin bir arşive dayanıyor.
Zeki Müren’i yükselten Demokrat Parti
140 bin nüfuslu yarı taşra Bursa’da doğan Müren, 15 yaşında saklayamadığı kimliğiyle tehlikeli meclislerde olağanüstü sesiyle şarkı söylüyor. O el uzanmasa belki hiç tanım...