Hatırlayacağınız üzere, Mart ayının ortalarında özel üniversitelerde görev yapan akademisyenler, hem ekonomik-sosyal haklarının verilmediği hem de ‘akademik çalışma ortamının sağlanmadığı’ gerekçesiyle eylemler yapmıştı. Ben de bunun üzerine kamuoyunda ‘özel üniversite’ olarak bilinen vakıf üniversitelerinde yaşanan sorunları aktarmış, bu okullarda görev yapan akademisyenlerin sorunlarına çözüm bulunması için YÖK’e çağrı yapmıştım.
YÖK hem bu köşede yer alan uyarılar hem de akademisyenlerin yaptığı eylemler sonrası inceleme başlattığını duyurdu. YÖK’ten gönderilen açıklamada sorun yaşanan 9 üniversite hakkında inceleme başlatıldığı belirtiliyordu.
SONUÇ BİLİNMİYOR!
YÖK önceki gün bu incelemenin tamamlandığını açıklamasına rağmen hiçbir detay vermedi. İncelenen üniversitelerin hangileri olduğu ya da ne tür yaptırımlar uygulanıp-uygulanmadığını kimse bilmiyor… Böylece, YÖK’ün gücünün bu üniversitelere yetmediği de görülmüş oluyor.
Bunun anlamı, özel üniversite yönetimlerinin istediği gibi at oynatacağı ve akademisyenlere yönelik keyfi uygulamaların daha da artacağıdır! YÖK’ün görevini yap(a)maması, bu sonucu doğuracaktır…
Belki ‘Doğuracaktır’ yerine ‘Doğurdu bile…’ demek daha doğru olur…
İşte okurken sizin de “Yok canım, daha neler, olmaz böyle şey’’ diyeceğiniz ‘yeni’ bir uygulama daha…
Örneğimiz yine Nişantaşı Üniversitesi’nden…
Emin olun ki; bu ve buna benzer uygulamalar birçok özel üniversitede var…
Akademisyenlere ‘kilo’ baskısı…
YÖK’ün ‘İnceliyoruz-İnceledik’ dediği 9 üniversiteden
biri olan Nişantaşı’nda olup bitenleri hatırlarsınız…
Akademisyenler, en temel haklarını istedikleri için işten kovulmuş,
Rektör Yardımcısı da haklarını isteyen akademisyenlerin üstüne
yürümüştü. 40’ı aşkın akademisyenin ‘güvenlik görevlileri
eşliğinde’ kovulduğu Nişantaşı Üniversitesi, YÖK’ün hiçbir
sonuç vermeyen incelemesinin ardından “çıtayı daha da
yükseltmiş.”
Önceki gün sohbet ettiğim bir akademisyen, “Çalıştığım üniversite tam anlamıyla bir kışlaya döndü. Belki kışlada bile böyle şeyler yoktur’’ dedi.
TAM ANLAMIYLA MOBBİNG
Akademisyen kaynağım söze böyle girince, merakım daha da arttı. Bunun üzerine “Ne oldu ki?” diye sordum. Akademisyenin anlattıkları inanılır gibi değildi: “Barış Bey, Haziran ayında yapılan toplantıda Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal toplantı salonundaki iki akademisyeni ayağa kaldırarak kilolarıyla ilgili espri yaptı. Bir ay içerisinde 10 kilo vermelerini öğütleyen Uysal bir ay sonra hocaların kilolarını ölçeceğini belirtti. Bu da yetmezmiş gibi toplantı sonrasında üniversiteye ölçüm cihazı yerleştirildi… Yeni akademik dönem başlangıcına kadar herkese kilo vermesi tavsiye edildi!”