Danıştay 10. Dairesi, akıl, mantık ve hukuk dışı bir karara imza attı. Daire, Türkiye’nin cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ‘hukuka uygun’ olduğuna hükmetti. Kuruldaki 2 üye bu bakış açısına itiraz etse de sonuç değişmedi. Karara imza atan 3 hakimden birinin, AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hukuk biriminde müşavir olarak çalıştığı ortaya çıktı.
Aslında sadece bu gerçek bile kararın hukuki değil siyasi olduğunu gösteriyor!
ÖNEMLİ UYARI!
Danıştay 10. Daire’de görev yapan iki üyenin muhalefet şerhinde yer verdiği ifadeler, bizi önümüzdeki süreçte nelerin beklediğini göstermesi açısından önemli…
Karara muhalefet eden 2 üye, “Bu kararın hukuken geçerli bir yanı yok. Karar hukuk devletinin ihlali sonucunu doğurur” diyor.
Danıştay’ın bu kararına göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye adına, istediği an istediği uluslararası anlaşmadan çekilebilir. Buna Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Montrö veya benzeri sözleşmeler de dahil…
YETKİSİ OLMADIĞI HALDE…
Oysa ki; anayasa Cumhurbaşkanı Erdoğan’a böyle bir yetki vermiyor! Çünkü adı geçen tüm anlaşmalar için ‘kanun’ çıkarıldı. Dolayısıyla, eğer bir sözleşmeden çekilme söz konusu olacaksa, bu ancak ‘usulde paralellik’ ilkesi gereği TBMM’de görüşülür. O sözleşmeden çıkılıp çıkılmayacağına da TBMM karar verir. Eğer çoğunluk sağlanırsa bunun için bir kanun çıkarılır.
Danıştay, bu basit gerçeği ve anayasayı yok sayarak siyasi iktidarın isteği doğrultusunda bir karar aldı.
Peki bu hukuk dışı karar nelere sebep olabilir?
Erdoğan’a sınırsız yetki verdiler!
Danıştay’ın açtığı yol, aynı zamanda diğer kanunlar için de
geçerli. Erdoğan Danıştay’ın bu kararını baz aldığı
takdirde, TBMM’nin çıkardığı tüm kanunları da ‘tek bir
cümle ile’ kadük hale getirebilir. Danıştay, öyle bir karara
imza attı ki; Türkiye artık hukuk normu kalmayan bir ülke
haline dönüştü. Doğrusu, bu kadarını cumhurbaşkanı bile tahmin
edememiştir.