Önceki gün Kadıköy’deki bir kafede gazete okurken, masama 40’lı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir kişi geldi ve kibar bir şekilde “Oturabilir miyim?’’diye sordu. “Tabii ki’’ dememin ardından ise kendisini tanıtarak bir lisede öğretmen olduğunu, TV yayınlarından ve Korkusuz’daki köşemden beni takip ettiğini söyledi.
MAAŞ TEPKİSİ
Misafir öğretmenimizle ilk sohbetimiz eğitim emekçilerinin aldığı maaşlar üzerine gerçekleşti. Öğretmen kardeşimiz bu konuda oldukça dertliydi: “Barış Bey, muhalif TV ve gazeteler bile bizlerin maaşlarını yanlış yazıyor ya da söylüyor. Biz 6500 ile 7150 TL arasında bir maaş almamıza rağmen, maaşımız ne garip ki; 8500 TL’nin üstündeymiş gibi gösteriliyor. Bu doğru değil.’’
8500 TL ve üzeri maaş alan öğretmenlerin Türkiye’de sadece 1000 kişi olduğunu belirten öğretmenimiz, “Bakın az önce maaşımı çektim. Net 7150 TL aldım. 6500 TL maaş öğretmenlerimiz de var. Medyanın bu gerçeği bilmesi gerekir’’ dedi
BİRİNCİ AĞIZDAN YOKSULLUĞUN HİKAYESİ
Öğretmenimiz “7150 TL maaş aldım’’ deyince, “Gerçekten çok az. Bu kadar maaşla öğretmenlik yapabilmek çok zor olsa gerek…’’ karşılığını verdim. İşte o an; gelecek nesilleri emanet ettiğimiz öğretmenimiz, Türkiye’nin acı gerçeğini çok net bir dille anlattı: “Evet çok zor… İki çocuğum var. Eşim hamile ve çalışmıyor. Bu maaşla yaşayabilmek imkansız… 3000 TL ev kirası veriyorum. Tam altı ay sonra eşimle ilk kez bir kafede oturabildik. Eşimin canı çektiği ve bugün de maaşımı aldığım için ilk kez iki top dondurma yiyebildik.”
NEREDE BU BÜYÜME RAKAMLARI?
Öğretmen kardeşimizin yürek burkan sözleri, halkımızın 4 toptan oluşan ve porsiyonu 50 TL olan dondurmaya bile hasret bırakıldığını gösteriyor. TV kanallarında her gece ‘’büyüme ve şahlanış’’ masalları anlatan AKP’liler ise “Yoksulluk yok! Bakın Bergen filmine bile 7 milyon kişi gitmiş’’ diyerek gerçeğin üstünü örtmeye çalışıyor. Oysa ki; AKP’nin yarattığı yoksulluk, artık gizlenemeyecek ve üstü örtülemeyecek bir şekilde kendisini gösteriyor.