İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu hakkında “YSK üyelerine ahmak dediği’’ gerekçesiyle dava açıldığı gece tv100’deydim. O geceki yayında AKP içindeki etkili bir grubun ‘‘2024 yerel seçimleri öncesi İBB mutlaka bizim elimizde olmalı. CHP’nin yerel seçimde belediye imkânlarından faydalanılmasına izin verilmemeli” dediğini aktarmıştım.
Ve yine o gece hem İmamoğlu’nun hem de CHP’nin açılan davayı ciddiye alması gerektiğini ifade etmiştim.
İmamoğlu’na verilen cezayı sadece “cumhurbaşkanlığı adaylığının önüne kesme” açısından değil, bu pencereden de görmek gerekir diye düşünüyorum…
Geride kalan süreci hep birlikte izledik…
CHP ve İmamoğlu’nun dava sürecindeki performansları ayrı bir değerlendirme konusu…
KILIÇDAROĞLU’NUN YOL KAZASI
Bu bağlamda; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kararın çıkacağı gün Almanya’da bulunması büyük bir siyasal iletişim faciasıdır. Ve Kılıçdaroğlu’nun bu siyasal iletişim kazası, İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığı adaylığında yeniden potaya sokmuştur.
İmamoğlu ise Kılıçdaroğlu’nun tam tersi yönde hareket etmiş ve bu süreçte stratejik davranarak durumu lehine çevirmeyi başarmıştır. Davadaki hukuksuzlukları kendi lehine bir propaganda malzemesi haline çevirirken, süreci de bizzat yönlendirmiştir.