Doğu Anadolu’nun kalkınması ve sorunların çözümü ile ilgili
düşüncelere devam edelim. Bu konu üstüne Amerikalı ve AB üyesi ülke
diplomatları ile uluslararası ortamlarda konuştuk. Hemen hiçbirisi
bölgenin kalkınması, sanayileşmesi, tarım üretiminin arttırılması,
toprak reformu yapılması, şeyhlik, ağalık gibi ortaçağ toplumsal
ilişkilerinin bitirilmesinin önemini vurgulamadılar. Buna karşılık
hemen tamamı; anayasadan Türklük tanımı kaldırılsın, Türkiyelilik
üst kimlik olsun. Yerel yönetimlerin gücü arttırılsın, federatif
bir yapıya geçilsin dedi. Her ülke için, ayrı ayrı, “peki sizde bu
niye böyle” deyince, “ama bizde farklı” diyerek konuyu kapatmayı
tercih ettiler.
Türk kimliği
Ben size onlara verdiğim cevapları yazayım. Türkiye Cumhuriyeti’ni
kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Bu tanımı
Mustafa Kemal Atatürk yapmış.
Tanım açık. Etnik bir temele dayanmıyor, vatandaşlık bağını ortaya
koyuyor. Ve ulus devlet yaratıyor. İlginç olansa onun inanılmaz
öngörüsü. Çünkü o, başımıza gelecekleri bilir gibi bu tanımı
yaptıktan 60 yıl sonra 1980’lerde küreselleşme başlıyor. Ulus
devlet bitti, artık tek bir dünya var, onun da tek hâkimi Amerika
deniyor. Ve bunu hayata geçirebilmek için silahlı, silahsız her
türlü operasyon başlıyor.
Bu bağlamda 1991’de Yugoslavya ve Sovyetler Birliği parçalanıyor.
Ardından birinci ve ikinci Irak işgalleri ve ABD kontrolünde bir
terör bölgesi oluşturulması geliyor. Turuncu devrim denemeleri,
Libya ve en son Suriye. Sıranın Türkiye ve İran’a gelmesi için
çalışıldığı görünüyor!.. Bu bağlamda, anayasadan Türk kimliğini
çıkartalım diyenler, ikinci cumhuriyetçiler, yetmez ama evetçiler
ve üniter yapı yerine federatif yapıyı önerenler ile PKK/ PYD terör
örgütüne 18 bin TIR silah verenler arasındaki ilişkiler dikkat
çekiyor... Peki 18 bin TIR silahı terör örgütüne verenlerle
Türkiye’de kimi siyaset yapanların fikirleri nasıl bu...