Yıllık enflasyon yüzde 25’e ulaştı. Ama onu geçin, o rakam
halkın enflasyonu değil. Vatandaşımızın çoğunluğu; orta gelirli,
dar gelirli, esnaf, memur, emekli, işçi, işsiz. Bizim
harcamalarımız temel ihtiyaçlarımıza gidiyor. Yani barınma,
yiyecek, ulaşım, ısınma. Ev kirası; en kötüsü, merkeze uzak olanı
1.000 liradan başlıyor. Ulaşımda geçirilen 3 saatin hesabını
yapamıyoruz. O ömrümüzden giden, bize; “böyle gelmiş ama en azından
çocuklarımız için böyle gitmese” dedirten...
Ev halkı en az 3 kişi, bazen 4-5. Büyükler idare ediyor ama
herkesin çocuğu en kıymetlisi. İyi olsun, en azından istediğini
yiyebilsin istiyor. Yumurtada yıllık enflasyon yüzde 62, tavuk 36,
süt 33, patates 60, soğan 83, domates almayın, yüzde 142. Yani gıda
enflasyonu yıllık yaklaşık yüzde 45. Bu ilan edilen. Çarşı pazar
fiyatları geçen yıla göre neredeyse iki misli!
Kış geldi, hava soğudu ve erken kararıyor. Doğalgazda yıllık
enflasyon yüzde 31, elektrikte yüzde 45. Yıllık yüzde 25 olan
enflasyon, ev kiralarında bir o kadarlık artış demek.
Evden çıktın, işe gideceksin. Ulaşımda enflasyon yüzde 37. Daha
akaryakıt fiyatlarına yansıtılmayan ÖTV var. O herhalde mart
seçimlerinden sonra! Sadece ekim ayı giyim ve ayakkabı fiyatlarında
artış yüzde 13. Hani çocuklar okula başladı, baba olarak bir
pantolon alacaktık... Kim ne kazanıyor?
Dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırına Türk-İş, 6 bin lira
diyor. Bunun 2 bin lirası aylık gıda harcamasına gidiyor. Evli
olmayan, tek kişinin en düşük yaşam masrafı ise 2 bin 400 lira. Bu
rakamlar açıklanan enflasyon verileri öncesinde ilan edildi.
Çalışma Bakanlığı’nın 2017 tespitlerine göre, Türkiye’de
çalışanların yüzde 40.3’ü, bir başka deyişle 5.8 milyon kişi,
asgari ücretle çalışıyor. Yani yılbaşındaki 199 lira zamla aylık
net 1.603 TL’ye...