Geçen yazılarımdaki vurguları, yazılardan
alıntılayarak, bir daha belirteyim; 1) “Cumhuriyet
gazetesi, anayasal hak ve özgürlüklerin, evrensel değerlerin ve
devrimlerin bekçisidir”. 2) “Esasen bir tedbir mahiyetinde olan
tutuklamanın ölçüsüz uygulanması ile şüpheliler açıkça hüküm
giymeden cezalandırılıyor. Ve en temel anayasal haklarımız ihlal
ediliyor. Bu kesinlikle kabul edemeyeceğimiz bir uygulama.
Herkes için süratle düzeltilmeli”. 3) “Hukukun üstünlüğünü
savunmak, temel hak ve özgürlükleri korumak, evrensel değerlere
sahip çıkmak ile emperyalizmin aparatı olduğunu 40 senedir Türk
halkının kalbine sokanları savunur duruma düşmek arasında kalın bir
çizgi var”.
Şimdi, bunlardan hangisi rahatsız etti?.. Hangisine katılmadınız?..
Biz Kavala adil yargılanmasın mı dedik? Deliller
eksik mi toplansın dedik? İçeride yıllarca iddianame mi beklesin
dedik?.. Siz yazının başındaki “hukuki boyut” kısmını okumadan
atladınız mı yoksa okudunuz da anlamadınız mı?
Kimisi kusuyor, kimisi cilalı lafları bırakmış; ustura-maymun diye
içindekileri döküyor...Ötekisi, kafan basmıyor diyor... İçeriğe
giren; emperyalizmi, Soros’u konuşan yok.
Geçen gün CIA’nın ünlü istasyon şefi Henri Barkey,
Cumhuriyet gazetesinden B. Doster’e “ilkel
insan” diye saldırdı, “Kavala hassasiyeti
gösterenlerden” hiç ses çıkmadı!.. Acaba neden?..
Son yazımda bir Osman Kavala profili çizdim. Ama o profili dün
çizmedim ki!.. BM’de yaşanan bir olaydan başladım...
2009’da Kurt Kapanı, 2014’te Paralel
Kürdistan Kumpası kitaplarımda, belgeleri ile yazdım...
Televizyonlarda, gazetelerde konu oldu... “Hapisteki birisi için
yazmak utanç verici” denmiş... Ben Kavala hapisteyken deği...