Reza Zarrab'ın tutuklu bulunduğu dosya, yandaş ve ana akım medyada fazla yer almasa da giderek kritik bir hâl alıyor.
AKP'nin savunmaktan bıkmadığı Reza Zarrab'a yönelik suçlamaların yer aldığı davaya, Zafer Çağlayan'ın "tutuklama kararı" ile dahil edilmesi çok önemli bir gelişme.
Davanın geldiği durum; İran'a ambargoyu delme suçlamasıyla farklı isimlere tutuklama kararı çıkması ihtimalini ortaya koyarken, Türkiye'nin uluslararası kamuoyunda tek başına bırakılması anlamına geliyor.
Tüm bu yaşananlardan sonra AKP'den bugüne kadarki en sert açıklama Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'dan geldi. Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında "ABD yargısı aracılığıyla Türkiye'ye darbe girişimidir" açıklaması iki ülke arasındaki iletişimin ne denli koptuğunu gösteriyor.
***
AKP'nin süreçteki en önemli tezi; ABD yargısının FETÖ tezlerini ve argümanlarını dikkate alarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak istemesi.
Eğer AKP tezleri doğruysa, burada da iki önemli sorun öne çıkıyor.
Birincisi, Kore'ye asker gönderip Amerika adına ölecek kadar yakın müttefik olan Türk Devleti, nasıl bu ilişkilerini kaybetti ve ABD neden FETÖ'yü tercih etme gereksinimi duyuyor?
İkincisi ise; eğer yolsuzluk iddiaları doğru değilse, 4 bakan neden görevden alındı? Olay soğumasına rağmen neden iade-i itibar yapılmadı? Eğer bu bakanlar masumsa yandaş yazarlar bile "700 bin liralık saati neden savunmak zorunda kalıyoruz" sorusunu neden soruyor?
***
Rusya, 2006 yılı ve sonrasında FETÖ okullarını "CIA adına istihbarat topladıkları" gerekçesi ile kapatmıştı. İktidar partisi AKP, Rusya'ya tepki göstermiş, Türk okullarının kapatılmasını kabul edemeyeceklerini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını dile getirmişti.