Modern devletler; genel kaideler esas alındığında benzerlik gösterseler de, kendilerine has yönetim usulleri, kontrol mekanizmaları ve uygulamaları ile birbirlerinden ayrılırlar.
Türkiye ve Avrupa'daki devletleri esas aldığımızda, "ulus-devlet" modelinin öne çıktığını ve bu bağlamda devletle birey arasındaki bağın "vatandaşlık" üzerinden kurgulandığını görüyoruz.
Bu yönetim biçiminin sürdürülebilir olmasının temelinde "devlete güven" esastır. Devlet ile vatandaşlar arasındaki "güven" bağı da "kimlik" temelinde oluşturulur.
Kimlik, farklı yönetim şekillerini arzulayan zümreler tarafından yıpratılmak, anlamsızlaştırılmak, ana değerinden saptırılmak istenebilir.
Kimliğin ortadan kaldırıldığı, ortak paydanın azaltıldığı toplumda devlete olan güven sarsılır.
Beraberinde ortak tarihe olan saygı ortadan kalkar. Vatandaşlar arasında sınıf farklılıkları çatışma noktasına dönüşür. Bu durum; vatandaşların farklı ülkelere gitme, göç etme taleplerinde patlamaya neden olur.