Seçim, bir irade beyanı, vatandaşlık vazifesi, devlet idaresini belirleyen demokratik bir eylemdir.
Türkiye'de seçim süreci ise bağlamından koparılmış, insanları kutuplaştıran, yaftalayan, ötekileştiren bir sisteme dönüşmüş durumda.
Yasama, yürütme, yargı ve basını ele geçiren zihniyet, sonu belli olmayan bir süreci başlattı.
Devletin temelini oluşturan unsurları bağlamından kopardığınızda, sistem can çekişmeye başlar, kişilerin doğruları, yasaların üzerine çıkmaya başlar.
Hemen ardından devletin değil, kişilerin ya da örgütlü güçlü yapıların adaleti devreye girer.
Kötüler, onların kötüleridir. İyilik onların iyiliğidir.