Türkiye'de işini hakkıyla yapan kim olursa olsun "ideolojiler" artık bir önyargı olarak değerlendirilmiyordu. Bu yüzden Atatürkçü, muhalif, milliyetçi hatta muhafazakâr kesimin sempatisini kazanabildi.
Toplu taşıma ücretsizdi, su faturaları son derece uygundu. Siyasetin güncel meseleleri hakkında da yorum yapmadığı için taraflı-tarafsız destek alabildi. Sosyal medyayı da etkin kullanıyordu. Tunceli Ovacık'ı bilmeyen vatandaşlar "Komünist Başkan"ın memleketi diye tanımaya başladılar.
Belediyenin katkısıyla yerel üretim canlandırıldı. Ovacık'ın insanları da Maçoğlu'nun alçakgönüllü ve herkesin derdine koşan birisi olduğunu ifade ediyordu. En azından bize haberler vasıtasıyla sunulan içerikler böyleydi. 31 Mart seçimleri öncesinde ilginç bir olay oldu. Maçoğlu, Tunceli Belediye Başkanlığı için aday olacağını her yere duyurmaya başladı. Beklenti "komünist başkan" olarak aday olmasıydı.