Türkiye'nin son yıllardaki en önemli olayı ne başkanlık referandumu ne 24 Haziran seçimleri ne de 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimleridir.
Türk siyasetinin en önemli olayı ve Türkiye'nin yakın tarihini değiştiren olay MHP'nin yaptırılmayan kongresidir.
Bu kongre sürecini takip edenler çok iyi bilirler. Devlet Bahçeli'yi genel başkan seçen delegelerin 700'e yakını noter onaylı imza vererek olağanüstü kurultay talep ettiler.
İmza veren delegeler için hem iktidar medyası hem de Bahçeli ve kurmayları FETÖ iddiasını ortaya attılar. İktidar-MHP yakınlaşması da ilk kez o günlerde medya üzerinden oluşmaya başladı. "Düşmanımın düşmanı dostumdur" felsefesi benimsenmişti.
Genel başkan seçimli olağanüstü kurultay, isteyen MHP'lilere yönelik oluşturulan FETÖ söylemi epey popüler oldu. Bahçeli ve yakın çalışma ekibi bu söylemi o kadar benimsedi ki; kendilerine uymayan, eleştirmek istedikleri herkese bu sıfatı çok rahat bir şekilde takabildiler.
Ankara'da 12. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği olağanüstü kongre kararı sonrasında her şey bir anda tersine döndü.