Bugünlerin âdeta kopyası
1800’lerin ikinci yarısında da yaşandı aslında..
Dışarıdan yönlendirilen isimler
Osmanlı İmparatorluğunu yıkıma götürdü..
Devlet ele
geçirildi..
Padişahlar şehit
edildi..
İç savaşlar
çıkarıldı..
Mustafa Reşit Paşa
mesela..
“O dönemin FETÖ’süydü”
dersek tam olur..
FETÖ, dinler arası
diyaloğu, Reşit Paşa dinde reformu başlattı..
Vatan düşmanı olarak
yetiştirildi, İstanbul’a gönderildi..
Önü açıldı, rakipleri bir bir
ekarte edildi..
Hızlı bir şekilde Sadrazamlığa
kadar yükseltildi..
Aynı FETÖ’cülerin önemli yerlere
getirildiği gibi..
Reşit Paşa, Osmanlı tarihinin en
korkunç dönüm noktası olmuştur..
Yok olma devrini
başlatmıştır..
Osmanlı sanayisine en büyük
darbeyi vuran Tanzimat Fermanını o imzaladı..
Bugün Recep Tayyip
Erdoğan’a ‘diktatör’ diyenler o dönemde de Sultan Abdülhamid’e
‘Kızıl Sultan’ diyordu..
Bugün olduğu gibi
birleşen “benzemezler” 1909’da Sultan Abdülhamid’i tahttan
indirdi..
Bunları niye mi
anlatıyorum?
Dönüp dönüp aynı şeyleri
yaşıyoruz/yaşatıyorlar..
Koskoca imparatorluğun ipini
çektiler..
Noktayı koydular..
Aynısını 15 Temmuz
2016’da yapmak istediler..
KARANLIK NOKTALARI
AYDINLATALIM O ZAMAN
Ta başından beri..
Hedefe konulan ve acımasızca
eleştirilen iki kişi var..
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar
ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan..
Sosyal medyada yazılanlar
ayrı..
Mide bulandırıcı bağlantılar
kurmaya çalışanlar var..
Beraber bakalım isterseniz o
geceye:
-15 Temmuz günü yüzlerce
zırhlı araç ve tank hareket hâlinde..
-Otobanda, E-5’te her
yerde..
-Tanklar ve zırhlı
araçlar sadece 30 Ağustos ve 29 Ekim’de kışladan
çıkar..
-Tatbikat, terör
saldırısı olabilir diye kışlada tutulan binlerce
askerî personel..
-Bunların hepsi FETÖ’cü
mü?
-Peki o gün Genelkurmay
Karargâhındaki hareketliliğe ne demeli?
Ne dersiniz normal mi
bunlar?
Evet, hepsi gözlerimizin önünde
oldu..
Kışlada tanklar günde bir iki
saat çalıştırılır..
Çoğu zaman hareket bile
ettirilmez..
Resmî törenler, tatbikatlar
dışında kışladan çıktığı görülmüş müdür?
Binlerce insanın içinde olduğu ve
gözleriyle gördüğü olaylardan söz ediyoruz..
Kişileri kurumları suçlamak en
kolayı..
Neler olmuş, hangi görüşmeler
yapılmış, hangi tedbirler alınmış onlara da bakalım..
15 Temmuz öğleden sonrası MİT’e
yapılan malum ihbar üzerine;
‘Hakan Fidan’a suikast
iddiası’ büyük bir planın parçası olabilir mi
diye..
MİT Müsteşarı Hakan Fidan atlayıp
Genelkurmay Karargâhına gidiyor..
Direkt Genelkurmay Başkanı Hulusi
Akar’ın odasına geçiyor..
FETÖ HİÇBİR ŞEYİ ŞANSA
BIRAKMAMIŞ
İtirafçıların ifadeleri
ortada..
Darbenin her aşaması çoktan
planlanmış..
Uzun bir hazırlık dönemi
var..
Senaryolar
hazırlanmış..
Algı yönetimi zaten
işbaşında..
FETÖ’nün en iyi yaptığı
şey..
Türlü türlü yalanlarla
Türkiye’yi kaosa, iç savaşa götüreceklerdi..
SABAH KALKTIĞIMIZDA
BUNLARLA KARŞILAŞACAKTIK
Gece yarısı 03.00’te
harekete geçecekler ve işi bitireceklerdi..
Cumhurbaşkanlığı,
Başbakanlık, Kamu kurumları, Genelkurmay, MİT, Emniyet hepsi ele
geçirilecekti..
Ama yapamadılar..
Niye mi?
Hulusi Akar ve Hakan
Fidan görüşmesi sırasında ve sonrasında verilen emirler
sayesinde..
FETÖ PANİKLEDİ VE DARBEYİ
21.00’E ALDI
Önce hava sahasının kapatılması
emri verildi..
Ardından askerî araçların
kışlalardan çıkışı yasaklandı..
Hakan Fidan’ı karargâhta
gören FETÖ panikledi..
Kara Kuvvetleri Komutanı Salih
Zeki Çolak, Kara Havacılık Okulu’na gönderilince panik daha da
arttı..
Hulusi Akar’ın emirleri
de gelince darbe saati Pensilvanya’dan gelen talimatla
değiştirildi..
FETÖ soğukkanlılığını kaybetmişti
artık..
Panik, şuursuzca hareketler
başlatmıştı..
GELİN ZAMANI GERİ
SARALIM
Darbe gece yarısı 03.00’te
olsaydı neler mi olacaktı?
-Hepimiz gafil
avlanacaktık..
-Cumhurbaşkanı Erdoğan’la
o bağlantıyı yapamayacaktık..
-Cumhurbaşkanı halkı
sokaklara, meydanlara davet edemeyecekti..
-Darbeye uykuda
yakalanacak, kalktığımızda iş işten geçmiş
olacaktı..
TÜRKİYE SALDIRI
ALTINDA
FETÖ, Türkiye’nin birçok
önemli noktasını bombalayacaktı..
‘Türkiye saldırı altında’
diyecekti..
Kimin saldırdığının önemi
yoktu..
Kandil de işin
içindeydi..
Tam bir kaos
senaryosu..
Asker kamuflajlı FETÖ
övücü haberler bangır bangır yayınlanacaktı..
Cumhurbaşkanı için ‘yurt dışına
kaçarken yakalandı’ diyeceklerdi..
O akşam da sosyal medya üzerinden
bunu yapmaya çalışmadılar mı zaten?
Sultan Abdülhamid’e,
Başbakan Menderes’e yapılanlar, başka kisve altında Cumhurbaşkanı
Erdoğan için uygulanacaktı..
MEDYA SIKIYÖNETİM
KOMUTANINA BAĞLANACAKTI
Sıkı yönetim komutanları zaten
belliydi..
Her şey
planlanmıştı..
Bütün medya kontrol altında
tutulacaktı..
Bizler de silahların
gölgesinde yayınlara devam edecektik..
Sonrası mı dediniz?
FETÖ denilen ilkokul
terk, Pensilvanya’dan aynı Humeyni gibi gelip Türkiye’ye
çökecekti..
Darbe saatini değiştirmek, öne
almak zorunda kalınca işleri bitti..
Karanlığı bilemem ama 15
Temmuz’un en aydınlık noktası sizce de bu değil
mi?