11. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, AK Partiye mesafe koydu, CHP’ye
koymadı..
Bütün bunlara ‘olağan gelişmeler’
olarak bakamayız..
Abdullah Gül önce Saadet Partisi
Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bir araya
geldi..
Ardından da 4 saate yaklaşan bir
başka görüşme..
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile..
4 saat ne görüşülür
ki?
Her şey.. Ama her
şey..
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu
Berlin’e gitti..
Türkiye düşmanı ne kadar adam var
hepsiyle buluştu..
Frankfurter Allgemeine Zeitung’a
makale yazdı:
“Biz yapamıyoruz gelin
siz yapın” demeye getirdi..
ERDOĞAN’IN O SÖZLERİ
GÜL’E Mİ?
Güney Amerika dönüşü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Esenboğa’da söylediklerini
hatırlayalım:
-“Sayın Bahçeli ile
muhakkak bir araya gelmemiz gerekir..”
-“Çünkü, bazıları rahat
durmaz, durmadan karıştırmanın gayreti içerisine
girer..”
-“Onlara bu fırsatı
vermemek için Cumhur İttifakı'nı çok sağlam, çok diri
tutmalıyız.."
Bu sözlerin kime söylendiği o
zaman pek anlaşılamamıştı..
Kimilerine göre bu
sözlerin hedefinde Abdullah Gül var..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
konuşmalarındaki mesajların iyi okunması
lazım..
Direkt adrese teslim
cümleler kuruyor..
Abdullah Gül yıllarca AK Parti
saflarında siyaset yaptı..
Erdoğan ve AK Parti, Abdullah
Gül’ü önemli görevlere taşıdı..
(Dışişleri Bakanı, Başbakan ve
Cumhurbaşkanı)
Bunlar sona erince Abdullah
Bey “ben partilerüstüyüm” demeye
başladı..
Erdoğan ve AK Parti ile arasına
mesafe koydu..
GÖRÜŞME BAŞ BAŞA
GERÇEKLEŞMİŞ
Türkiye bu sütunlardan
öğrendi:
-“Abdullah Gül ‘Hayır
Cephesi’nin adayı..”
Ofisinden, “Yok öyle
değil böyle” gibisinden açıklamalar yapıldı..
Ama sonuçta yazdıklarımız
harfiyen gerçekleşti..
Yine Abdullah Gül
cephesinde bir hareketlenmedir gidiyor..
Her seçim öncesi olduğu
gibi..
Kafaları kurcalayan birkaç soru
var:
1-Abdullah Bey ve Kemal
Bey ne konuşur, niye konuşur?
2-Yolları niye çok sık
kesişmeye başladı?
3-Hangi ortak dünya
görüşüne sahipler?
4-AK Partiye kapıları
kapatan Abdullah Gül, CHP’ye niye ardına kadar
açar?
Daha onlarca böyle soru
var..
Şöyle olsa Abdullah Bey’e kimse
itiraz edemez:
-Tak sepeti koluna,
herkes kendi yoluna.. Benim AK Parti ile bir işim
kalmadı..
-Artık ‘Hayır Cephesi’
ile birlikteyim..
Malum, görüşme çok uzun
sürmüş..
4 saate yakın..
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP
lideri Bahçeli 50 dakikayı hiç aşmadı..
İSTANBUL’A İSİM Mİ
ÖNERDİ?
CHP için ‘garanti’ denilebilecek
İzmir adayı bile henüz açıklanmadı..
Ankara ve İstanbul aynı
şekilde..
Sizce CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu neyi bekliyor olabilir?
Cevabı birlikte
bulalım:
24 Haziran öncesinde de benzeri
olmamış mıydı?
Abdullah Gül için son dakikaya
kadar beklemişti..
Ne oldu, ne olmadı hâlâ
bilmiyoruz..
Abdullah Gül son anda
vazgeçti..
Veya vazgeçmek zorunda
kaldı..
İstanbul’daki uzun görüşmeye 3.
kişi de alınmamış..
Elimizdeki bilgiler yakın
çevrelere söylenenlerle sınırlı..
CHP bugünlerde çok
hareketli..
İçerisi kaynıyor..
Abdullah Gül’ün İstanbul
için kendisine yakın isim önerdiği
konuşuluyor..
Ama bu isme Kemal Beyin yakın
çevresi bile kazan
kaldırmış, “olmaz” demiş..
O ismi karşı taraftan da teyit
ettiğimiz takdirde yine bu sütundan okuyacaksınız..
Ankara için de bazı
isimlerin üzerinden geçilmiş..
Mansur Yavaş’ın
alternatiflerinin kimler olabileceği enine boyuna
tartışılmış..
Kemal Bey, Ankara, İstanbul ve
İzmir için bu yüzden bekliyor olabilir mi?
GECE YARILARI GİZLİ
GÖRÜŞMELER
Kemal Kılıçdaroğlu bu görüşmeleri
neden gizli kapaklı yapıyor?
Gecenin bir saati İYİ Parti Genel
Başkanı ile bir araya geliyor..
Korumaları soru sorulmasını
engelliyor..
Bunlar ilginç
hareketler..
Almanya görüşmeleri, buluşmaları
da aynı şekilde..
Yoksa yine kulaklara bir
şeyler mi fısıldandı?
ANKARA’DAKİ
BÜROLAR
Ankara kulisleri bugünlerde çok
hareketli..
Çankaya ve Çukurambar’da iki ayrı
bürodan söz ediliyor..
Bu bürolar 31 Mart seçimlerini
bekliyormuş..
Harekete geçmek için tabii
ki..
Cumhur İttifakı'nın
başarısızlığı üzerine hesaplar-kitaplar
yapılıyor..
2013’ten beri Türkiye üzerine
kirli oyunlar oynanıyor:
Gezi, 17-25 Aralık, 15
Temmuz ve en son 3 ay önce ağustostaki ekonomi
darbesi..
Birileri “demokrasilerde
iktidarlar sandıkta değişir” gerçeğini çoktan çöpe
atmış..
İktidarı sandıkta değil
sokakta arama çabalarına şahitlik ediyoruz..
Türkiye’yi 5 yıl seçimsiz bir
dönem bekliyor..
"Köprüden önceki son
çıkış"ı değerlendirmek isteyenleri bizzat
görebileceğiz…