Başlık sanki tarih belgeseli adı gibi oldu ama olsun.
FETÖ mücadelesi bütün sulandırma ve bulandırma çabalarına rağmen başarıyla devam ediyor.
Örgütün bütün yapısı çözüldü.
Gizledikleri, sakladıkları her şey ortalığa saçıldı.
İddianameler açıklandı. Davalar görülmeye başladı.
Hepimiz doğal ve haklı olarak istiyoruz ki her şey çok hızlı olsun ve bitsin.. Davalar sonuçlansın..
Görüntüler, fotoğraflar, ses kayıtları, telefon mesajları ve dokümanlar elde zaten.
Her şey delilli, ispatlı...
Ama 80 milyon unutmamalıyız ki hukuki prosedür ve aşamalar çok önemli.
Yarın bunun AİHM’i var, o'su var bu'su var..
Ama adam ne diyor ‘o elimdeki silah değil, cep telefonu…’
‘O görüntüdeki ben değilim...’
FETÖ’nün emriyle başlatılan ret ve inkâr yöntemi aslında oluşturulmak istenilen algının temel taşı...
Damatlar konusu...
Bakıldığı zaman FETÖ davaları iki türlü sulandırılmak isteniyor.
1- Damatlarla,
2- Bu FETÖ’cü ama dışarıda, şunun FETÖ ile ilgisi yok ama içeride diyerek…
Önce isterseniz “Damatlar” konusuna bakalım..
Şimdi sizlerle paylaşacağım bilgiler çok önemli.
Sanki sapla samanı karıştırıyoruz, elma ile armudu aynı sepete atıyormuşuz gibi geldi.
Bakın tam “damat” konusu kapanıyordu ki tekrar alevlendirildi.
Kadir Topbaş’ın damadının ardından Bülent Arınç’ın damadı da serbest bırakıldı… Daha doğrusu gözaltına alınıp bırakıldı.
Haklı olarak herkes şu soruları sormaya başladı:
- Damatlar niçin serbest bırakılıyor?