Türkiye’nin hava sahası nasıl
korunuyor biliyor musunuz?
-F-16 savaş uçakları
tarafından..
“Çok saçma ve
komik” dediğinizi duyuyorum..
Maalesef gerçek
böyle..
Allah korusun Türkiye’ye bir füze
atıldığını düşünün..
Seyir veya kıtalararası
füze..
Kısa mesafeli bir şey de
olabilir..
Radar tespit
edecek..
Alarm verilecek..
F-16’lar kalkacak ve tehdit
unsurunu ‘hava-hava’ füzeleri ile bertaraf edecek..
Saniyelerle yarışılan bir durumda
bu mümkün değil..
Teknik olarak imkânsız bir
şey..
Ama ‘stratejik
ortağımız’ böyle istemiş..
Türk hava sahası tehditlere
tamamen açık durumda..
Acil olarak S-400 alımına
gidilmesinin nedeni de bu..
PATRIOT ALSAYDIK NE
OLACAKTI?
Velev ki 2 sene önce ABD ile
Patriot alım anlaşması yapsaydık neler olacaktı
dersiniz?
Biliyorsunuz Türkiye F-35’in
program ortağı..
ABD tam teslim aşamasına gelince
ne dedi:
“Şartlarım şunlar
şunlar.. Yaparsanız F-35’i alırsınız.. Yoksa avucunuzu
yalarsınız..”
Patriot’larda da durum hiç farklı
olmayacaktı..
ABD F-35’ler için ne
yaptıysa aynını yapacaktı..
Yine açıkta
kalacaktık..
TAVŞAN GİBİ AVLAMA
GECİKTİ
Sadece bu da değil..
ABD bize Predatör’leri 2000’li
yılların ortasında verseydi mesela..
Şimdilerde tavşan gibi avlanan
PKK’lıların işi çoktan bitecekti..
Bugün PKK diye bir şeyi
konuşmuyor olacaktık..
Terör örgütünün tasfiyesi
geciktirildi..
‘SÜPER KOBRA’ DİYE
İNLERKEN
Peki her gün karakolların
basıldığı dönemleri hatırlayın..
10 hatta 20 şehit verdiğimiz
günleri..
Karakollara müdahale edebilecek
yeterli sayıda saldırı helikopterimiz yoktu..
Âdeta NATO’daki sıra
arkadaşımıza yalvarıyorduk..
‘Lütfen’le 3 tane
alabildik..
-Yeterli miydi?
-Hayır..
Ama bugün Türkiye kendi İHA ve
SİHA’larıyla PKK’yı hallaç pamuğu gibi atıyor..
ATAK’lar süper Kobraları
aratmıyor..
YA RUSLARIN TEKNOLOJİSİ
ABD’NİN ELİNE GEÇERSE!
Gelin olaya bir de tersten
bakalım..
ABD kuşkulanıyor
ya..
“F-35’lerin açıklarını Rusya elde
ederse” diye..
Peki S-400’lerin
teknolojisini ABD ve NATO elde ederse ne
olacak?
İroni yapmanın anlamı
yok..
F-35’ler İsrail’de uçmuyor
mu?
Norveç’te uçmuyor
mu?
Demek istediğimiz
şu;
F-35’ler zaten S-400’lerin 600
kilometrelik kapsama alanı içinde uzun süredir
uçuyor..
Radar izi bırakıp
bırakmadığı çoktan belirlenmiştir..
Türkiye teknik anlamda
garantilerin iki tarafa da verdi..
TÜRKİYE SİSTEMİ AÇIK
TUTACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400
soruları üzerine ne demişti?
-“Bizi tanımıyor galiba
bunlar.. O iş çoktan bitti..”
Hâlâ bazı tartışmalar yaşanmaya
devam ediyor..
-“Türkiye S-400’leri alsa
bile, sistemi kapalı tutsun..”
Türkiye saf mı?
Kapalı tutacağı bir sistemi niye
alsın..
Güvenilir kaynaklardan
edindiğimiz bilgileri paylaşalım:
-Türkiye S-400 sistemini
hemen aktive edecek..
-‘Kapalı tutma’ diye bir
durum olmayacak..
TAM TAMINA 900 MİLYON
DOLAR
Savunma Sanayii Başkanlığı
ABD’deki muhataplarıyla görüşmelerini sürdürüyor..
Gecikme olmaksızın işler
planlandığı takvime uygun olarak götürülüyor..
Türkiye’nin durumu İsrail ve
Japonya’dan çok farklı..
İsrail ve Japonya sadece F-35
alıcısı..
Türkiye, ABD, İngiltere, İtalya,
Hollanda, Avustralya, Kanada, Danimarka ve Norveç’le birlikte
projenin üretim ortağı..
Bu nüans çok
önemli..
Türkiye projenin 3.
seviyeden üretim ortağı..
Toplamda ABD’ye 900 milyon dolar
ödeme yapıldı..
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii
Başkanlığının hazırladığı infografikte her şey çok
net:
BU İŞLER ÖYLE
OLMUYOR
“Hadi Türkiye’ye F-35
vermeyelim” demekle bu işler olmuyor..
Önemli bir rakamı daha
paylaşalım:
Türkiye F-35 projesi için bugüne
kadar 700 milyon dolarlık üretim gerçekleştirdi..
Lockheed Martin’e fatura
edilen bedelden bahsediyoruz..
TAI, ASELSAN, HAVELSAN, AYESAŞ,
ALP Havacılık, KALE Aero işin içinde..
F-35’in önemli fiziki ve
elektronik parçaları Türkiye’de üretiliyor..
‘Kim ne yapıyor’ mu
dediniz..
İşte kafalarda soru işareti
bırakmayacak şekilde hazırlanan bir başka infografik:
Nereden nereye
gelindi..
Türkiye millî muharip uçağı için
ciddi bir çalışma içinde..
Helikopter ve jet uçağı
motoru üretimi için yola devam ediliyor..
Bakın T-625 genel maksat
helikopterlerinin yer testleri başladı..
Yakında uçuş testlerine
geçilecek..
Savunma Sanayiinde güzel işlere
imza atıldı/atılıyor..
Aslında bu model
sanayinin diğer alanlarında da aynen
uygulanabilir..
İhracattan aslan payı
koparan “ara mallar” ithalatında
mesela..
Korkmadan
üretmeliyiz..
İşin reçetesi bu!