Malum İş Bankası
tartışması..
Ama biz olayın banka
tarafı ile alakalı değiliz..
Siyasi etik tarafıyla
ilgileniyoruz..
Cumhurbaşkanı ne
dedi:
-CHP, İş Bankası hisselerinin
yüzde 28’inin sahibi..
-Para almıyorlar ama orada 4
üyesi var..
-Bu 4 üye ne iş
yapar?
Evet bizim de bugünkü
konumuz bu CHP’li 4 üyenin ne iş yaptığı ile
ilgili..
Bu soruya cevap aramadan önce İş
Bankası’ndan gelen açıklamaya da kısaca göz atalım:
Öyle anlaşılıyor
ki..
CHP’li üyelerin eli banka
açıklamasına da değmiş..
Ne dedi İş Bankası:
-Atatürk vurgularıyla
CHP’nin bankadan maddi kazancının olmadığını
açıkladı..
Açıklamadaki son iki paragraf
dikkat çekici:
-Bankaların güven müesseseleri
olduğu..
-Bu güvenin ulusal ve
uluslararası kamuoyu nezdinde hassasiyetle korunması
gereği..
-İş Bankası’nın siyaset malzemesi
yapılmayacak önemde bir kuruluş olduğu vurgusu..
-Yoğun ve hassas gündem
içinde tüm değerlendirmelerin bu çerçevede
yapılması…
Aba ve sopa son
cümlede:
Hassas gündem.. Burada
kastedilen nedir acaba?
Ama bir dakika..
Siyasi bir tartışmadan
bahsediyoruz biz.. CHP’nin hisselerinden..
Konuyu buralara getirmenin âlemi
var mı?
Soru 1: Bu açıklamaya
CHP’li üyeler katkı yaptı mı?
BANKA KURULUNDAKİ ÇARPAN
ETKİSİ
Bankanın yönetim kurulunda Başkan
dâhil 11 üye var..
Bu üyelerin 4’ünü CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu atamış..
Yıllık 1 milyon lira civarında
huzur hakları var..
Aya 83 bin lira
düşüyor..
İyi
para..
Bunun dışında dolaylı olarak
bankadan başka kazançları var mı bilmiyoruz..
CHP’li üyeler blok
hareket ettiklerinde pekâlâ yönetim kurulu kararlarını
etkileyebilirler..
Bu ne mi demek?
CHP’nin, Kemal Beyin istediği
veya istemediği kararları çıkartabilirler..
Soru 2: Yönetim Kurulunda
CHP veya Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen kaç talep
görüşüldü?
Bu talepler nasıl
sonuçlandı?
SİYASİ ETİK
MESELESİ
Size bir soru..
Dünyanın başka bir
gelişmiş veya gelişmemiş ülkesinde banka sahibi siyasal parti var
mı?
Biz sizin için
araştırdık..
Hayır
yok..
Bir tek CHP’nin bankası
var..
Kanunu, yasayı, anayasayı filan
bir kenara bırakın..
Siyasi etik açısından bu durum
uygun mu?
İstisnasız ve hep bir
ağızdan “Hayır” dediğinizi
duyuyorum..
YANDAŞ İŞ ADAMLARINA
KREDİ VERİLDİ Mİ?
Ama en az siyasi etik kadar
önemli başka bir şey daha var..
Dağıtılan krediler
konusu..
Bazı iddialar dolaşıyor.. Siz de
duymuşsunuzdur..
Soru 3: CHP veya Kemal
Kılıçdaroğlu’na yakın iş adamlarına kredi verildi
mi?
Pozitif ayrımcılık da yapılmış
olabilir..
O zaman diğer partiler de banka
kursun..
Hazine de sermaye katkısı
yapsın..
AK Parti veya MHP ya da İYİ
Parti’yi destekleyenlere o bankalardan krediler
verilsin!
8 KEZ ATATÜRK İSMİ
GEÇİYOR
Banka açıklamasında bir şey
dikkatimi çekti..
O kısacık metinde Atatürk
kelimesi tam tamına 8 kez kullanılmış..
Bu “babam sizi
döver” demek..
Demek ki Mustafa Kemal
Atatürk burada da suiistimal ediliyor..
Vasiyete hiçbir itirazımız
yok..
Ama 1930’lu yıllar çok geride
kaldı..
Hem o tarihte tek bir parti
vardı..
HİNDİSTANLI
MÜSLÜMANLAR
Tarihî belgelere göre İş
Bankası’nın temellerinde Hindistanlı Müslümanların da payı
var..
Hindistan Hilafet Komitesi
toplamda 122 bin İngiliz Sterlini göndermiş..
Uzatmayalım..
Bu paranın bir bölümü de İş
Bankası’na sermaye yapılmış..
Böyle bakılacak
olursa;
Bankada en az CHP hissesi
kadar Diyanet’in de hakkı olmalı..
RANT MI
DAĞITILIYOR?
Kredilerin ‘CHP’ye
yakın iş adamlarına verildiği
iddiası’ kadar ‘RANT’ olayı
da önemli..
Şunu kastediyoruz:
Bankanın yüzlerce şubesi
var..
Tadilat işleri var..
Kiralanan yerler
var..
Dağıtılan reklam pastası
var..
Soru 4: Bu işlerden
partili yandaşlara bugüne kadar rant dağıtıldı
mı?
Şimdi hangimiz CHP’li üyelerin
inisiyatif almadığını iddia edebilir?
Evet iş dönüyor dolaşıyor siyasi
etik meselesine geliyor..
Açıklamalardan anladığımız
kadarıyla Kemal Bey ranttan vazgeçmeye niyetli değil..
Peki bu iş nasıl
çözülür?
Hukuki yönü
araştırılıyor..
TBMM’de kanuni bir
düzenleme yapılabilir…