Başlık aslında
"Macron
baharı" da
olabilirdi..
Ama önce 1990’lı yıllara bir
uğrayalım isterseniz..
Türkiye ve İsrail’in ‘kanka’
olduğu, yediği içtiği ayrı gitmeyen yıllar..
28 Şubat dönemi..
Askerî ilişkilerin tavan
yaptığı dönem..
Ortak tatbikatlar, hava sahası
kullandırmalar..
EMREDİN
KOMUTANIM
İsmi lazım değil..
O yıllarda İsrail Genelkurmay
Başkanı direkt bizim kuvvet komutanlarından birini
arıyor..
Bizimki telefonu nasıl açıyor
biliyor musunuz?
-“Emredin
komutanım..”
Başka bir şey söylemeye,
yazmaya gerek var mı?
Rütbesi de bizimkinden aşağıda
olduğu hâlde..
Ağlama duvarına Türk
generallerin götürülüp dua ettirildiği yıllar böyle geçti
maalesef..
“GÖRMEK
İSTEMİYORUZ”
Evet en doğru cümle bu
olur..
Bazıları Türkiye’nin 2002
sonrasında yaşadığı değişimi görmek istemiyor..
Oluşturulan “burjuvazizmlerin”
hepsi yıkıldı..
Türkiye makas
değiştirdi..
Sizin görmek istememenizin de pek
bir anlamı kalmadı..
Türkiye artık o 90’lı yılların
Türkiye’si değil..
Siz de bu ülkenin sahibi filan
değilsiniz..
Geçen sene bu ülkede yeni bir
yönetim sistemi kabul edildi..
Yıkıldığınızı, ağıtlar
yaktığınızı biliyoruz.. Ama gerçekler böyle..
Türkiye yeni yönetim
sistemini tam manasıyla işler hâle getirmek
istiyor..
Frenleyen ve tuzak kuran
odaklardan arınmak istiyor..
Biz tekrar asıl konumuza,
Macron’un Fransa’sına geri dönelim..
Bir anda ortaya çıkan, allanıp
pullanıp servis edilen Emmanuel Macron zor durumda..
GENÇLER AVRUPA'YI
YAKACAK
Üst aklın projeleri yerle bir
ediliyor..
Macron’u bunlardan
ayıramayız..
Avrupa’nın ezilenleri,
hor görülenleri ve genç milliyetçiler sahnedeki yerlerini çoktan
aldı..
Dünya değişiyor.. Doğaldır ki
Avrupa da değişiyor..
Ağır makine fabrikaları
kapanıyor.. Sanayi geriliyor..
Yerini, bilişim, yazılım ve yapay
zekâ sektörü alıyor..
ABD ve Çin merkezli bu
değişim Avrupa’yı kontrol altına almak
istiyor..
Lakin Kıta Avrupa’sı bu değişime
karşı zorlanıyor.
Çok yaşlı Avrupa var
karşımızda..
Liderleri yok..
Aşırı sağ
yükseliyor.
Orta Doğu kaynaklı göçmen sorunu
milliyetçiliği körüklüyor..
İşte İngiltere..
Avrupa’yı kaderiyle baş başa
bıraktı.. Gemiyi terk etti..
SEN DEĞİŞİMİ
GERÇEKLEŞTİR!
Macron, Fransa’nın ekonomik
dönüşümü sağlaması için vitrine konulmuş “proje
isim..’
Merkel bir daha aday olmayacağını
açıkladı..
İşte ilk enjekte Macron’la
Fransa’da yapılmaya çalışıldı..
Kapitalist değişim;
Avrupa’da dediğini yapacak, enerjik ve genç liderler
istiyor..
Macron’un ilk icraatı sendikaları
ezip, yeni çalışma yasasını çıkartmak oldu.
Meclis’i by-pass
etti..
Sonra olanlar
malum..
Ezilmiş taşralılar, Fransa’nın
kalbi Şanzelize’yi yakıp yıktı..
Macron işbaşına geldiğinden beri
ülkenin her yerinde grevler devam ediyor..
Ulaşımdan haberleşmeye, sağlıktan
eğitime kadar her alanda..
Macron, dış politikayla,
askerî operasyonlarla bunları unutturmak istedi..
Geçen yıl Libya’da, daha sonra da
Suriye’de DEAŞ bahanesiyle askerî operasyonlar
düzenledi.
Ama olmadı..
Kendisini iktidara getirenlere
diyetini ödedi..
Yasaları çıkarttı..
Ama o son damla fahiş akaryakıt
zamları Macron’un bütün planlarını bozdu..
Aşırı sağcı Le Pen ellerini
ovuşturuyor.
Oyları nasıl yükselteceğinin
hesabını yapmaya başladı bile..
Artık her sokak
hareketine ‘erken seçime giden
yol’ olarak bakacaktır..
SOKAKLAR
KAZANDI
Macron
kaybetti..
Akaryakıt zamlarını geri çekmek
zorunda kaldı..
Fransa olayların siyasi
sonuçlarıyla da yüzleşecektir yakında..
Birkaç bakanı, polis şefini
görevden almakla işler düzelmeyecektir..
GEZİ OLAYLARI İLE
BAKALIM
Batı medyası Gezi’de o yaldızlı
kelimeleri manşetlerden indirmemişti..
İnsan hakları, demokrasi,
özgürlükler..
Türk polisinin orantısız güç
kullanıldığı vurgulanmıştı sürekli..
Fransız polisi ne
yaptı..
Görüntüler işte
ortada..
Orantısız gücün
büyükbabasını uyguladılar..
Macron’a ‘diktatör’ diyen de
çıkmadı..
Şaşırdık mı?
Tabii ki hayır..
AŞIRI SAĞ
ZAMANI
Siyaset bilimci olmaya filan
gerek yok..
Avrupa’daki bu gelişmeler ve
olaylar bize neyi gösteriyor:
Aşırı sağcıları artık iktidarda
göreceğiz..
Bu da “İslam
düşmanlığını” artıracak sonuçlar
doğuracak..