Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük bir siyasi risk alarak başlattığı Çözüm Süreci, Kürt meselesinin çözümünü farklı bir kulvara çekti. Bugüne kadar devletin kadim refleksi “askeri çözümden” yanaydı. Fakat mesele ilk kez büyük bir kararlılıkla “demokratik paradigma” içerisinde çözülmek istendi. Meseleye temel haklar, özgürlükler ve demokrasi zaviyesinden yaklaşıldı. Bu bir kırılmaydı çünkü PKK ve HDP bugüne kadar söylemini devletin askeri yaklaşımı üzerine inşa etti ve demokratik çözümün olmayacağı yönünde propaganda yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde başlayan Çözüm Süreci PKK ve HDP’nin söylem gücünü yerle yeksan etti.
Bugüne kadar “devlet çözüm istemiyor” şeklinde formüle edilen ve Kürtlerin zihin altına enjekte edilen sorun, Çözüm Sürecinden sonra “PKK çözüm istemiyor” şekline dönüştü.
Kürtler, “Çözüm Sürecinin bitmesinin ve çatışmaların yeniden başlamasının sorumlusu PKK’dır” dedi.
Kürtler, PKK’yı “barışı istemeyen taraf” olarak ilan etti.