“Teşkilatlar, belediyeler eğer bizim dava idrakiyle hareket etmiyorsa bize zarar veriyor demektir. Zarar veren kardeşlerimizi de uyarıyorum, kusura bakmasınlar. Biz uyarmadan kendileri bu uyarıyı yapsınlar ve adımı da atsınlar, gereğini yapsınlar. Bedeli ödenemeyecek yanlışlara tahammülümüz yok. Çünkü 2019 bir kırılma noktasıdır. AK Parti olarak bizim kendimizi yenilememiz gerekiyor. Önce şu hareket kendi içinde birbirini sevmesi gerekir. Birbiriyle dayanışma içinde olması gerekir. Bize ne oluyor ki kendi içimizde birbirimize karşı çalım atıyoruz. Bize ne oluyor ki birbirimize karşı farklı nazarlarla bakıyoruz.”
Yukarıdaki cümleler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından dökülen oldukça önemli ve bir o kadar sarsıcı cümleler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin başına geçtiği günden beri teşkilatına mesajlar veriyor, partisindeki yıpranmalara, savrulmalara, metal yorgunluklarına dikkat çekiyor ve herkesin kendisine “çeki-düzen” vermesi gerektiğini ifade ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın teşkilatlar ile ilgili yapmış olduğu tespitler, Erdoğan'ın çok iyi bir halkla ilişkiler uzmanı olduğunu, halkın nabzını çok iyi tuttuğunu gösteriyor. Zira teşkilatlara dönük şikâyetler son dönemlerde zirveye ulaştı. Halktan kopuk siyaset yapma anlayışı AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana tasvip etmediği ve bu anlayışı reddederek var olduğu bilinen bir gerçek. Ne var ki, AK Parti'nin temel ilkesi olan “fildişi kulelerinden, tepeden indirgemeci bir anlayışla halka yaklaşmama” ilkesini bazı teşkilatlar çiğnemiş durumda ve bu çiğneyiş AK Parti'nin kuruluş ilkelerinden sapması anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tam bağımsızlığı ve yerli ve milli kadrolarca yönetilmesi için, terör unsurlarının saldırılarını püskürtmek ve devleti bu unsurlardan tamamen temizlemek için Cumhuriyet tarihinin en büyük mücadelesini veriyor.
Erdoğan, bir taraftan teröre kol kanat geren AB ülkelerine karşı mücadele veriyor, diğer taraftan İslam dünyasına karşı yapılan kuşatma ve işgal girişimlerine karşı bedenini siper ediyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, terörün, statükonun ve oligarkların Türkiye içindeki uzantılarına karşı da cansiperane savaşıyor.