İtiraf edeyim, ilk başta gözüm korktu; Semih Kaplanoğlu’nun geçen hafta gösterime giren Buğday filmi hakkında yazılan ‘genetik bilimini ele alan distopik film’değerlendirmelerini okudukça ‘Eyvah’ dedim ‘Yine derin, ontolojik göndermeler olacak ve biz cahiller filmi anlayamadan salondan çıkmış olacağız.’
Tam tersi oldu; modern dünyanın sentetik buluşlarına karşı ‘ontolojik hakikatleri’ dile getirmekle birlikte, filmin mesajı gayet açık ve netti. Yönetmen Kaplanoğlu, gayet anlaşılır bir hikaye eşliğinde ‘Tohumların genetiğini değiştirirseniz insanı da değiştirmiş olursunuz ve gün gelir bir karıncanın ağzında tuttuğu tek bir orijinal buğday tanesine bile muhtaç kalabilirsiniz’